İstanbul Kuyumcular Odası (İKO) Başkanı Mustafa Atayık, Türkiye’de yastık altında tutulan altın miktarının yaklaşık 5 bin ton olduğunun öngörüldüğünü ifade ederek, “Altının kilogram fiyatının 107 bin dolar seviyelerinde olduğu göz önüne alındığında, yastık altındaki altının takriben 500 milyar dolar ve üzerinde bir değere tekabül ettiğini belirtebiliriz.” şeklinde konuştu.
İKO Başkanı Atayık, yastık altındaki altın miktarıyla ilgili olarak, “Dünya Altın Konseyi’nin tahminleri bu rakamın 5 bin ton dolayında olduğunu gösteriyor. İlerleyen yıllarda çeşitli kurumlar ve uzmanlar tarafından yastık altı için 6 bin 500 ila 7 bin ton gibi tahminler de yapıldı. Fakat bu miktardan, insanlar için manevi anlam taşıyan ve eritilmek üzere bankalara verilemeyecek stokların çıkarılması gerekmektedir.” dedi.
5 bin ton olarak ifade edilen rakamların daha gerçekçi olabileceğini ve kendi tahminlerinin de bu yönde olduğunu belirten Atayık, şu bilgileri paylaştı:
“Bu öngörünün doğruluğunu test etmek amacıyla, Türkiye’deki 20 milyon 200 bin olan hanehalkı sayısı ve 85 milyon olarak telaffuz edilen Türkiye nüfusu kullanılarak, yastık altındaki miktarın ne kadar mantıklı olduğu hakkında bir değerlendirme yapılabilir. Yastık altı birikimlerinin parasal değeri, bugün altının kilogram fiyatının 107 bin dolar civarında olduğunu varsayarsak, yaklaşık olarak 500 milyar dolar ve daha yüksek bir meblağa karşılık geldiğini ifade edebiliriz.”
“İthal Edilen Miktarın Sadece %40-50’si Sektörde Değerlendiriliyor”
Atayık, ithal edilen altının tamamının kuyumculuk ve mücevherat sektörünün talebi olmadığını vurgulayarak, “İthal edilen toplam hacmin yalnızca yüzde 40 ila 50’lik bir kısmı sektör tarafından kullanılıyor. Sektöre yönlendirilen bu miktar da kilogram başına 2 bin 500 ile 5 bin dolar arasında bir katma değer üreterek Türkiye’nin en kıymetli ihracat birim değerine sahip ürünlerine dönüşmektedir.” dedi.
Altın Madencileri Derneği verilerine göre 2023 itibarıyla, fizibilite çalışmaları ve başvuruları tamamlanmış 18 farklı altın madeni sahasında üretim gerçekleştirildiğini aktaran Atayık, “2023 yılı üretimi 35,5 ton, 2024’te ise bu rakam 32,2 ton olarak kayıtlara geçti. Yurt içi üretim ve hurda geri dönüşümü ne kadar artarsa, ihtiyacın karşılanma oranı o kadar yükselir ve döviz çıkışı olmaksızın, ithalata başvurmaksızın ham madde ihtiyacı bu oranda giderilmiş olur.” diye ekledi.
Sadece kuyumculuk ve mücevherat üretimi için yıllık ortalama 170-200 ton arasında bir ithalat gereksinimi olduğunu dile getiren Atayık, yurt içi üretim ve hurda dönüşümünün artmasının ithalatı o ölçüde düşüreceğini de belirtti.
Yastık altındaki altınların ekonomiye dahil edilmesi sürecine de değinen İKO Başkanı Atayık, vatandaşın yeterli güveni hissetmemesi nedeniyle birikimlerini yastık altında saklamayı sürdürdüğünü ileri sürerek şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bu alanda kuyumcuların da sürece katıldığı çalışmaların geçmişi on yıl öncesine uzanıyor. Bakanlıklarda gerçekleştirilen toplantılarda, bankaların bu konuda yeterli uzman personele sahip olmaması ve vatandaşların güvendikleri, daha önce alışveriş yaptıkları ve kendilerine yakın buldukları kuyumcular aracılığıyla bu yönde bir tercih kullandıkları gerçeği ortaya çıktı. Bu tarihten itibaren KADSİS ve ADN gibi rafineri firmaları tarafından geliştirilen ve zamanla sisteme katılan kuyumcu sayısının arttığı projeler uygulamaya konuldu.
İKO olarak, özellikle mevcut sistemleri geliştiren kurum ve kişilere yönelik olumsuz bir algı yaratmamak adına, Hazine ve Maliye Bakanlığına yalnızca kuyumcuların süreçte daha etkin rol alması yönündeki önerimizi sunduk. Ancak Bakanlıktan gelen bir talep üzerine, Yastık altı Altın Yatırımları Sistemi (YAY-SİS) adıyla bir proje ve sistem teklifinde bulunduk. Bu sistemde, Türkiye çapında 27 kuyumcular odası ve 86 kuyumcu derneği üyesi olan meslektaşlarımızın dahil olduğu ve her birine finansal güçleri doğrultusunda kredilendirme sağlayacak, kamu bankaları tarafından yürütülen bir mekanizma tasarlanıyor.”
YAY-SİS ile altınların gerçek değer tespiti için ekspertiz hizmeti sunulması planlanıyor
Sistem hakkında bilgi veren Atayık, uzmanlarca belirlenen oranlar üzerinden has altın karşılıklarının hesaplanarak bir liste oluşturulabileceğini, kuyumcunun kredi ilişkisi kurduğu banka şubesiyle iletişime geçerek kuyumcunun hesabından vatandaşın hesabına has altın karşılığının aktarılacağını ve bankanın peşin veya vade sonunda ödemeyi taahhüt ettiği getiriyi belirterek işlemin tamamlanabileceğini açıkladı.
Değerlemeye alınacak altınların, kurulacak sistem sayesinde otomatik olarak brüt ağırlığının ve has altın karşılığının hesaplanacağını ve liste halinde bir çıktı sunulabileceğini kaydeden Atayık, kuyumcuların bu sistemle altınların reel değerinin belirlenmesi hususunda da bir ekspertiz hizmeti sunmuş olacağını ifade etti. Atayık, “Yastık altı birikimlerinin piyasaya kazandırılması için bütün kuyumcuların sisteme entegre edilmesiyle, kuyumcuların mali gücü, vatandaşla kurdukları kuvvetli iletişim ve diğer mesleklere kıyasla sahadaki eşsiz dinamizmi de harekete geçirilmiş olacaktır.” dedi.
İKO’dan ‘Altınbank’ Kurulması Teklifi
Atayık, yastık altındaki altınların ekonomiye kazandırılması amacıyla YAY-SİS önerisine ek olarak, bu çalışmalara ivme katmak hedefiyle bir “Altınbank” kurulması teklifinde bulunduklarını da duyurarak şu önerileri sıraladı:
“Bankaların çeşitlenmesini ve farklı uygulamaların ortaya çıkmasını engellemek amacıyla, kuyumcuların bir kooperatif anlayışıyla üye olabileceği, sermayesini altın cinsinden tutan, kamu tarafından desteklenen ve kamu tüzel kişiliğine sahip İKO liderliğinde, Türkiye genelindeki tüm kuyumcu oda ve dernekleri ile üyelerini kapsayan, kural ve uygulamaların standartlaştırıldığı, tamamen kuyumculuk ve mücevherat sektörünün gelişimine ve tüm ihtiyaçlarının karşılanmasına odaklı geniş bir vizyonla hizmet verecek bir ihtisas bankasının kurulmasının zaruri olduğuna inanıyoruz.
Adı Altınbank olacak bu banka aracılığıyla, günümüzde karşılaşılan ithalat, cari açık, yastık altı, teknoloji, yatırım ve standardizasyon gibi sorunlar tek bir merkezden çözüme kavuşturulacaktır. Bu bankanın, özellikle yıllardır devam eden yastık altı altınlarının ekonomiye kazandırılması çalışmalarına büyük bir ivme katacağına inanıyoruz. Altınbank konusunda Cumhurbaşkanlığımızın, ilgili bakanlıklarımızın ve kurumlarımızın sağlayacağı destek, sürecin süratle neticelenmesine son derece mühim bir katkı sunacaktır. Kurulacak Altınbank’ın piyasada hurda dönüşlerini hızlandırmanın yanı sıra kuyumcu meslektaşlarımızın altın kredi taleplerini de karşılayacağına inanıyoruz.”
Başvuru sürecine ilişkin olarak ise Atayık, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (BDDK) da Altınbank’ın faaliyet başvurusu noktasında sermaye türü ve miktarı üzerine çalışmalarını sürdürdüğünü belirterek, hukuki, teknik ve sektörel gerekliliklere dair hazırlıkların devam ettiğini bildirdi.