Lidya’nın Başkenti Sardes ve Tümülüsler, Türkiye’nin 22. Mirası Olarak UNESCO Listesi’nde

Bakan Ersoy, yaptığı bir sosyal medya duyurusunda, Sardes Antik Kenti ve Bin Tepeler Lidya Tümülüsleri’nin UNESCO ailesine dahil olduğunu belirtti. Bu gelişmeyle birlikte, söz konusu alanın Türkiye’nin 22. kültürel varlığı olarak tescillendiğini ifade etti.

Ersoy, Lidya medeniyetinin başkenti ve dünyanın ilk madeni parasının basıldığı bu toprakların, artık tüm insanlık için ortak bir miras statüsü kazandığını vurguladı. Bakan, antik dönemde 15-20 metre yüksekliğe sahip olduğu tahmin edilen 20 metre kalınlığındaki surları ve 7 bin 500 hektarlık muazzam nekropol alanıyla bu bölgenin, Lidya uygarlığını dünya sahnesinde temsil ettiğini dile getirdi.

Bu önemli başarıya katkıda bulunan herkese şükranlarını sunan Ersoy, “Türkiye’nin kültürel hazineleri, Türkiye Yüzyılı’nda birer birer gün yüzüne çıkmaya devam edecek. Gece müzeciliği kapsamında ziyaretçilerini ağırlayan Sardes Antik Kenti’nin büyülü atmosferini keşfetmeye herkesi davet ediyorum.” şeklinde bir değerlendirme yaptı.

Öte yandan, Bakanlık tarafından yapılan bir açıklamada, arkeolojik alanın kalıcı listeye alınma sürecine dair detaylar paylaşıldı. 2013 yılından beri UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi’nde yer alan Sardes’in, Paris’te düzenlenen 47. Dünya Miras Komitesi Toplantısı’nda yapılan oylama sonucunda oy birliği ile kalıcı statü kazandığı bildirildi. Bölgedeki koruma ve bilimsel çalışmaların ise aralıksız devam ettiği vurgulandı.

Söz konusu alanın listeye dahil edilmesi, UNESCO’nun 3 numaralı kriteri temel alınarak gerçekleştirildi. Bu kriter, alanın, Anadolu’nun otokton bir kültürü olan Lidya medeniyetinin varlığına tanıklık eden istisnai arkeolojik ve mimari bulgular sunması nedeniyle önem taşıyor.

Sardes Kazı Başkanlığı’nın öncülüğünde bölgede yürütülen faaliyetler çok yönlü bir şekilde sürüyor. Arkeolojik kazıların yanı sıra, ulusal ve uluslararası ortaklıklarla disiplinler arası koruma projeleri ve bilimsel araştırmalar da gerçekleştirilmektedir.

Bu son kayıt, Türkiye’nin UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki konumunu pekiştirmiş ve Anadolu’nun zengin tarihsel birikiminin evrensel miras olarak tanınması yönündeki çabaların bir devamı olmuştur.