Ankara sakini 42 yaşındaki Adem Gül, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016 tarihindeki hain darbe girişimi esnasında bir helikopterin ateş açmasıyla yaralanarak gazilik unvanı aldı. Vücuduna isabet eden 8 şarapnel parçasının çıkarılması cerrahi açıdan tehlikeli bulunduğundan, Gazi Gül, bu parçalarla tam 9 senedir yaşamını sürdürmektedir.
Halen Ankara Adliyesi 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yazı işleri müdürü olarak çalışan Gazi Adem Gül, 15 Temmuz 2016 gecesi demokrasiyi savunmak amacıyla kardeşiyle beraber sokağa çıkanlardandı. İkilinin Genelkurmay Başkanlığı önüne ulaştığı sırada darbeci askerlerin ateşiyle karşılaşan Gül, her iki kolundan, bileğinden ve parmağından isabet aldı. Bu olay neticesinde geçirdiği dört operasyonun ardından sağ elindeki küçük parmağını yitirmesine rağmen sağlığına yeniden kavuştu. Fakat, kolundaki şarapnel parçalarının alınması, taşıdığı yüksek risk nedeniyle mümkün olmadı. Bu sebeple Gazi Gül, o geceden kalan 8 şarapnel parçasıyla dokuz yıldır hayatına devam ediyor.
‘HİÇ TEREDDÜT ETMEDEN SOKAĞA ÇIKTIK’
O geceyi anlatan Gazi Adem Gül, hadiseler patlak verdiğinde camiden çıkan dostlarıyla avluda oturduklarını söyledi. İlk etapta jetlerin alçak uçuşunun nedenini anlayamadıklarını, ancak eve döndüklerinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın televizyondaki çağrısıyla durumun bir darbe teşebbüsü olduğunu kavradıklarını dile getirdi. Gül, “O çağrının ardından hiç duraksamadık. O gece, bu kalkışmayı durdurmak ve elimizden geleni yapmak gayesiyle abdestlerimizi alarak kardeşimle yola çıktık. Asıl niyetimiz külliyeye ulaşmaktı fakat trafik tam bir karmaşa içindeydi. Bu yüzden Kızılay yönüne ilerledik. Aracımız Çankaya Belediyesi yakınlarında, Kızılay merkezde daha fazla gidemeyince bir yere park etmek zorunda kaldık. Ardından halkın toplandığı Kızılay Alışveriş Merkezi civarına geçtik. İşte tam o anda, tankların insanları ezmek kastıyla üzerimize doğru geldiğine şahit olduk” şeklinde konuştu.
‘ÜZERİMİZE ZIRH DELİCİ TOP MERMİSİ ATTILAR’
Adem Gül, başlangıçta ellerinde bayraklarla protesto eden halkta küçük bir çekince olduğunu, fakat okunan selaların ardından bu korkunun ortadan kalktığını ve herkesin cesaretle harekete geçtiğini ifade etti. O anları, “Tam Genelkurmay’ın önüne vardığımızda, binanın çatısından ve pencerelerinden halkın üzerine ateş açılmaya başlandı. Bu saldırıdan korunmak amacıyla kendimizi yere atarak polis araçlarının altına sığındık. Ateş durup ayağa kalktığımız anda ise tepemizde iki helikopter belirdi. Sonradan mahkeme dosyalarından ve duruşmalardan öğrendiğimize göre, bu helikopterler üzerimize zırh delici nitelikte top mermileri yağdırmış. Bir düşünün, bizler silahsızız, tek gayemiz vatanımızı savunmak, bu darbeyi engellemek. Buna karşılık, ellerimizdeki bayrakları gördükleri halde üzerimize zırh delici mermilerle saldırdılar. İşte o esnada ben de şarapnel parçalarıyla yaralandım” sözleriyle aktardı.
‘HIZLI YAZMA YETENEĞİMİ KAYBETTİM’
Gazi Gül, vücudundaki 8 şarapnel parçasının çıkarılmasının doku kaybına yol açma riski taşıdığı için gerçekleştirilemediğini belirtti ve bu durumun mesleki hayatına etkilerini şu sözlerle özetledi: “Bu sebeple sol tarafımda bulunan şarapnel parçalarının hiçbirine dokunulamadı. Ben şu anda Ankara Adliyesi’nde yazı işleri müdürü olarak görev yapıyorum, fakat daha önce zabıt katibiydim. Malum, zabıt katipliği klavyeye bakmadan on parmakla süratli yazmayı gerektirir. Parmağımın bu durumu yüzünden, bu kabiliyetimi yitirdim. Haliyle, çok sevdiğim mesleğimi icra ederken ilerleyen zamanlarda ciddi güçlükler yaşadım. O dönemdeki amirlerimiz sağ olsunlar, bana daha elverişli bir pozisyonda görev verdiler. Yine de insan asıl mesleğini yapamayınca bir parça hüzünleniyor. Fakat her şeye rağmen vatan sağ olsun. Sonuç olarak, hainler hedeflerine varamadı. İnşallah vatanımız sonsuza dek var olacaktır. Bu topraklar hiçbir dönemde kolay bir coğrafya olmamıştır. Bizler de son nefesimize dek vatanımızın ve bayrağımızın şanla dalgalanması için ne gerekiyorsa yapacağız. Rabbim bu ülkeye bir daha 15 Temmuz gibi bir felaket göstermesin.”