Küresel Doğurganlık Krizde mi? NTV Özel Raporu Konuyu Mercek Altına Alıyor

13.07.2025 – 12:27
Son Güncelleme : 13.07.2025 – 12:40

NTV

Global ölçekte doğum oranlarında kaygı verici bir azalma gözlemleniyor ve bu gelişme, 21. asrın en mühim nüfus meselelerinden biri şeklinde değerlendiriliyor. Bu global trendin arkasındaki sebepler ile muhtemel neticeleri, NTV ekranlarında yer alan özel bir söyleşide uzmanlar tarafından ele alındı. Söz konusu azalmanın, ilerleyen dönemlerde toplumsal yapıları kökten değiştirme gücü bulunuyor.

Vaziyet, bilhassa sanayileşmiş ülkelerde daha da vahim bir hal alıyor. Nüfusun kendi kendini idame ettirebilmesi için gerekli olan 2.1’lik kritik seviyenin epey altında kalan doğurganlık oranları, Avrupa ve Doğu Asya’daki pek çok ulusta gözleniyor. Nüfus Bilimi Uzmanı Profesör Elif Kaya, söyleşi sırasında, “Japonya ve Güney Kore gibi memleketler, tarihin en düşük seviyelerindeki doğum oranları ile başa çıkmaya çalışıyor. Bu durum, iktisadi ve toplumsal yapılar adına ciddi bir tehlike arz ediyor.” şeklinde bir açıklamada bulundu.

Doğurganlıktaki bu gerilemeyi tetikleyen çok sayıda etmen mevcut. Yükselen hayat pahalılığı ve çocuk büyütmenin mali külfeti ile birlikte kadınların artan eğitim düzeyleri ve mesleki amaçlarına öncelik vermesi, başlıca nedenler olarak öne çıkıyor. Bunun yanı sıra, çağdaş gebelik önleyici metotlara olan erişimin kolaylaşması da bu trendi pekiştiren bir diğer unsurdur.

Doğum sayılarındaki düşüşün beraberinde getirdiği neticeler çok yönlüdür. Nüfusun yaşlanması istihdam pazarında küçülmelere neden olurken, bu vaziyet sosyal güvenlik ve sağlık hizmetleri sistemlerine önemli ölçüde yük bindiriyor. İleriki yıllarda, daha kalabalık bir ileri yaş grubunun sorumluluğunun daha az sayıdaki genç nüfusun omuzlarına yüklenmesi muhtemeldir.

Netice itibarıyla, söz konusu nüfus krizi global bir meseleye dönüşmüştür. Doğurganlığı teşvik etme amacıyla, yönetimler tarafından çocuk yardımları, vergi avantajları ve ebeveynlik izinleri gibi farklı politikalar hayata geçirilmektedir. Bu meselenin ne denli acil olduğu ve çözüme yönelik bütüncül yaklaşımların gerekliliği, NTV’de yayınlanan söyleşi ile bir defa daha vurgulanmıştır.