By Gabriela Galvin
Yayınlanma Tarihi 13/07/2025 – 12:26 GMT+2•Son güncelleme
18:04REKLAMBu yaz Avrupa’nın kıyı şeridine yönelen tatilciler için sağlık otoritelerinden önemli bir ikaz geldi. Yetkililer, özellikle ılık ve acı sularda üreyen bakterilerin neden olduğu sağlık tehlikelerinin arttığına dikkat çekiyor.
Konuyla ilgili uyarıyı yayınlayan Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi (ECDC), normalde Baltık Denizi’nde yoğunlaşan Vibrio bakterilerinin, deniz suyu sıcaklıklarındaki yükselişle birlikte Avrupa geneline yayılmaya başladığını bildirdi.
ECDC tarafından yapılan açıklamada, bu bakterinin doğal yaşam alanının, tuzlu ve tatlı suyun birleştiği acı kıyı suları olduğu vurgulandı. Kurum, “Bakteri, tuzlu su ve tatlı suyun karıştığı acı kıyı sularında, özellikle de sıcaklıklar yüksek ve tuzluluk oranı düşük olduğunda doğal olarak yayılıyor,” ifadesini kullandı. Açıklamada ayrıca, “Bu koşullar iklim değişikliği nedeniyle Avrupa’nın bazı bölgelerinde giderek daha yaygın hale geliyor,” denilerek, bakterinin Kuzey Denizi ve kapalı yüzme bölgelerinde de tespit edildiği eklendi.
Vibriosis ismiyle bilinen Vibrio kaynaklı bakteriyel enfeksiyonlar, ciddi sağlık problemlerine yol açabilmektedir. Enfeksiyon, insanlara iki temel yolla bulaşabilir: birincisi, istiridye başta olmak üzere çiğ veya yetersiz pişirilmiş kabuklu deniz mahsullerinin tüketilmesi; ikincisi ise, vücutta bulunan bir kesik veya açık yara ile bakteri yoğunluğu yüksek sularda yüzmektir.
Özellikle bağışıklık sistemi baskılanmış veya kronik karaciğer hastalığına sahip bireyler, daha yüksek risk altındadır. Bu kişilerde enfeksiyon, sepsis, kan dolaşımına yayılma ve hatta uzuv kesilmesi gibi ağır komplikasyonlara neden olabilir.
ECDC’ye göre, bu tür enfeksiyonlar Avrupa genelinde henüz “nispeten nadir” olarak kabul edilmektedir. Buna karşın, Baltık Denizi’ne kıyısı olan bazı kuzey ülkeleri, son yıllarda vaka sayılarında bir yükseliş rapor etmiştir. Bu artış bilhassa, uzun süren sıcak hava dalgalarının yaşandığı yaz dönemlerinde belirginleşmektedir. Örneğin, kıtanın en sıcak yazlarından birinin yaşandığı 2018’de 445 vaka kayıtlara geçmiştir. Bu sayı, 2014-2017 döneminde yıllık ortalama 126 olan vaka sayısının üç mislinden fazladır.
Bununla birlikte kurum, vakaların “muhtemelen eksik bildirilmesi” sebebiyle gerçek rakamların bildirilenin üzerinde olabileceğini belirtmektedir.
ECDC, korunma amacıyla çeşitli tavsiyelerde bulunmaktadır. İlk olarak, çiğ kabuklu deniz ürünlerinden uzak durulması ve tüm deniz mahsullerinin tüketilmeden önce tam olarak pişirilmesi gerektiği vurgulanmaktadır. İkinci olarak, vücudunda kesik veya yeni yapılmış piercing bulunan bireylerin acı veya tuzlu sulara girmekten kaçınması, eğer girilecekse bu bölgelerin su geçirmez bandajlarla korunması önerilmektedir. Kurum ayrıca, halkın “risklerin farkında olmalarını ve Vibrio bakterilerinin geliştiği su türüyle temas ettikten sonra semptomlar ortaya çıkarsa doktora başvurmalarını” tavsiye etmektedir.
Türkiye’de var mı?
Yakın zamanda gerçekleştirilen bazı bilimsel araştırmalar, Türkiye’nin Marmara, Ege ve Akdeniz kıyılarındaki deniz sularında Vibrio parahaemolyticus ve Vibrio vulnificus gibi bakteri türlerine ait DNA izlerine rastlandığını ortaya koymuştur.
Deniz suyu sıcaklıklarındaki yükseliş ve iklim değişikliğinin etkileri, bu bakterilerin Türkiye sularında üremesi için giderek daha elverişli koşullar oluşturmaktadır.