UNESCO, Türkiye’den Sardes ve Bin Tepeler’i de İçeren Yeni Dünya Mirası Alanlarını Açıkladı

REKLAMUNESCO, titizlikle yürütülen araştırma ve başvuru süreçlerinin ardından yaptığı değerlendirmeler sonucunda Dünya Mirası Listesi’ne yeni alanların eklendiğini duyurdu. Bu yeni eklenenler arasında, Lidya’nın başkenti Sardes Antik Kenti ve Bin Tepeler Tümülüsleri de yer alarak Türkiye’nin 22. kültürel miras alanı olarak tescillendi. Bu gelişme, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy tarafından X sosyal medya platformu üzerinden kamuoyu ile paylaşıldı. Antik dönemin en güçlü şehirlerinden biri olarak kabul edilen Sardes, yaklaşık 7500 hektarlık geniş bir alana yayılması ve kalınlığı 20 metreye ulaşan surlarıyla öne çıkıyor. Bin Tepeler adıyla bilinen anıtsal mezarlar ise Lidya kraliyet ailesine ev sahipliği yapmaktadır.

Listenin Avrupa’daki yeni üyeleri arasında Bavyera Kralı II. Ludwig’in meşhur masalsı şatoları, Fransa’nın kuzeybatısındaki Carnac megalitleri ve Yunanistan’a bağlı Girit adasındaki Minos Sarayları gibi birçok önemli nokta bulunuyor.

**Masalsı Şatoların Tescili**

Paris’te bir araya gelen Dünya Mirası Komisyonu, Almanya’da yer alan Neuschwanstein Şatosu ile Herrenchiemsee, Linderhof ve Schachen’deki kraliyet konutlarına Dünya Mirası statüsü verilmesini kararlaştırdı. Yukarı Bavyera’da bulunan bu görkemli yapılar, 140 yılı aşkın süredir turistler için birer cazibe merkezi konumunda. Sadece geçtiğimiz yıl, aralarında ABD ve Asya ülkelerinden gelen çok sayıda yabancı misafirin de bulunduğu 1.7 milyondan fazla kişi Kral II. Ludwig’in (1845-1886) eserlerini ziyaret etti.

Alman UNESCO Komisyonu Başkanı Maria Böhmer, “Sarayların Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilmesi, bu etkileyici mekanlar için olağanüstü bir onurdur,” ifadelerini kullandı. Böhmer, sözlerine “Bunların hepsi birer mimari harikası olup, sanatsal dehanın yanı sıra masal kralının sıradışı kişiliğinin de birer kanıtı niteliğindedir,” diye devam etti. Bu yeni eklemeyle birlikte Almanya’daki UNESCO Dünya Mirası Alanı sayısı 54’e yükseldi. Ülkede daha önce Stralsund ve Wismar’ın tarihi kentleri, Köln Katedrali, Wadden Denizi ve Limes’in Roma sınırı tahkimatları gibi alanlar da listeye alınmıştı.

**Antik Dönemden Miraslar**

Fransa’daki Carnac megalitleri ve Yunanistan’daki Minos Saray merkezleri, antik çağlardan günümüze ulaşan yapılar olarak dikkat çekiyor. Carnac Taşları, Bretagne’ın güney kıyılarına yakın bir bölgede yer alan ve MÖ 4500-3300 arasına tarihlenen, çok sayıda megalitik anıtın bir araya geldiği bir koleksiyondur. Knossos, Phaistos, Malia, Zakros, Zominthos ve Kydonia gibi merkezleri kapsayan Minos Sarayları ise MÖ 2800 ile 1100 yılları arasında varlığını sürdüren Bronz Çağı Minos medeniyetinin temel merkezlerini oluşturuyordu.

Dünya Mirası kaydı, bu alanların tarihsel değerini, mimari bütünlüğünü ve etkin bir koruma ile yönetim planının mevcudiyetini tescil etmektedir.

**Kültürel Saygınlık ve Sorumluluklar**

Dünya Mirası unvanı, alanlara doğrudan bir finansal katkı sağlamasa da, uluslararası alanda daha fazla tanınırlık ve kültürel saygınlık kazandırıyor. Bununla birlikte, bu statü UNESCO’nun getirdiği bazı yükümlülükleri de beraberinde getiriyor. Örgüt, özellikle turist akınına uğrayan yerlerde yerel halka fayda sağlanmasını amaçlayan ve kitle turizmini daha iyi yönetebilmek için etkili ziyaretçi yönetimi konseptleri gibi gereklilikler talep ediyor.

UNESCO kurallarına uyulmamasının ne gibi sonuçlar doğurabileceği, 2009 yılında Dresden’in Elbe Vadisi örneğinde açıkça görülmüştü. Waldschlösschenbrücke adlı yeni bir köprünün inşasının, kültürel peyzajın “üstün evrensel değerine” zarar verdiği kabul edilmiş ve bu durum alanın Dünya Mirası statüsünü kaybetmesine yol açmıştı. Bu olay, UNESCO’nun bir Avrupa Dünya Mirası alanını listeden çıkardığı ilk vaka olarak tarihe geçti.

Listedeki 60 alanıyla İtalya, en fazla Dünya Mirası’na sahip ülke konumundadır. Roma, Floransa ve Napoli’nin tarihi kent merkezleri, Pompeii ve Herculaneum arkeoloji siteleri ve Amalfi Sahili, İtalya’nın listedeki değerli varlıklarından sadece birkaçıdır.

Bu hafta listeye dahil edilen diğer alanlar arasında, Kamboçya’da 50 yıl önce acımasız Kızıl Kmer rejimi tarafından işkence ve infaz merkezi olarak kullanılmış üç mekan da bulunuyor. Bu alanların listeye eklenmesi, 1975’ten 1979’a kadar süren dört yıllık iktidarında açlık, işkence ve kitlesel katliamlarla tahminen 1.7 milyon Kamboçyalının ölümüne yol açan komünist Kızıl Kmer hükümetinin iktidara gelişinin 50. yıldönümüne rastladı.

UNESCO’nun insanlık için büyük önem taşıdığı kabul edilen Dünya Mirası Listesi’nde Çin Seddi, Mısır’daki Giza Piramitleri, Hindistan’daki Tac Mahal ve Kamboçya’daki Angkor arkeoloji kompleksi gibi dünyaca ünlü yapılar da yer almaktadır.