CUMHURBAŞKANI Tayyip Erdoğan, AK Parti’nin 32. İstişare ve Değerlendirme Kampı’nın son gününde yaptığı konuşmada önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkanlar şu şekildeydi: “Ulusumuzu, 47 yıl önce maruz kaldığı terör zincirinden kalıcı olarak kurtarma noktasına gelmiş durumdayız. Yaklaşık yarım asırdır süren sabırlı mücadelemiz nihayet sonuçlarını vermeye başlıyor. Bu durumun belirgin emarelerini şimdiden gözlemlemekteyiz. Cuma günü gerçekleştirilen tören, bu açıdan büyük bir önem taşıyordu. MİT Başkanlığımızın ve TSK’mızın öncülüğünde oluşturulan mekanizma sayesinde, silahların teslim edilme sürecini sahada titizlikle izledik. Meclis Komisyonu’nun kurulması süreci zaten Meclis Başkanımız tarafından yönetiliyor. Kısa süre içinde o cepheden de somut gelişmeler duymayı bekliyoruz. Bizim temennimiz, mecliste grubu bulunan bütün siyasi partilerin, bu çatı altında atılacak adımları iyi niyetle desteklemesidir. Hiç kimsenin bu süreci sekteye uğratma, engelleme veya sabote etme gibi bir hakkı olmadığı gibi, böylesine kritik bir konuda küçük siyasi hesaplar yapma lüksü de yoktur.nnELEŞTİRİYE AÇIĞIZnHayatta ve politikada pek çok şeyin bir telafisi bulunabilir; ancak 86 milyonun birliğini, dirliğini ve toplumsal barışını doğrudan etkileyen bu kadar hayati bir konuda süreci zorlaştırmanın, uyumsuz bir tavır sergilemenin ve mızıkçılık yapmanın bir telafisi yoktur. Milletim bunu asla affetmez. AK Parti olarak, konu Türkiye’nin ve Türk milletinin geleceği olduğunda herkesle diyalog kurmaya hazırız. Eleştirilere, yeni fikirlere, önerilere ve tenkitlere kapımız açıktır. Meseleyi ideolojik çatışmaların, siyasi rekabetin ve farklı gündemlerin aracı haline getirmeyen, hasmını pusuya düşürme amacı gütmeyen herkesin yapıcı veya eleştirel her türlü görüşüne sonuna kadar saygı duyarız.nnÜÇ PARTİ OLARAKnSürece samimi bir ihtiyatla, şüpheyle ve hatta mesafeli yaklaşanları da anlıyoruz ve onların endişelerini gidermek adına her türlü çabayı gösteriyoruz. Şunu unutmamak gerekir ki, parametreleri belirlenen bu yeni dönem yalnızca AK Parti’ye, MHP’ye veya DEM’e değil, siyaset kurumunun bütününe ve tüm siyasi aktörlere çok mühim sorumluluklar getirmektedir. Parti yöneticilerinin, konuları birbirine karıştırmadan ve özellikle kişisel hırslarını kontrol altında tutarak sürece katkı sunmalarını son derece önemli buluyoruz. Aksi bir durumda, biz 3 parti olarak bu süreci başarıyla sonuca ulaştırma konusunda kararlılığımızı sürdüreceğiz.nn YENİ BİR SENARYOnAK Parti’nin 23 seneyi bulan iktidar dönemi, hiç şüphesiz Türkiye’nin her sahada seviye atladığı ve bugünlere ulaştığı bir süreç olmuştur. Esasen iktidarımız boyunca çok sayıda tuzağa, oyuna, senaryoya ve gizli saldırıya tanıklık ettik. Şu anda yeni bir senaryo ile yüz yüzeyiz. Son zamanlarda ortaya konan sokak tehditlerini, siyaset kisvesi altında gerçekleştirilen yasa dışı eylemleri ve sorumsuz siyasi söylemleri, son 23 yılda tecrübe ettiklerimizden ayrı düşünemeyiz. Bu kez figüranların farklı olduğunu ancak oyunun aynı olduğunu unutmayın. Çünkü biz bu tiyatroyu defalarca izledik. Artık hem amaçlarını hem yöntemlerini hem de aktörlerini çok iyi biliyoruz.nnKARTLAR YENİDEN KARILIYORnKüresel düzeyde dengeler yeniden şekilleniyor. Türkiye, kendi iç meseleleriyle oyalanarak bu değişim rüzgarının dışında tutulmak isteniyor. Sadece ‘Terörsüz Türkiye’ sürecimizin toplumda yarattığı umut ortamı değil, aynı zamanda ülkemizin attığı stratejik adımlar da engellenmeye çalışılıyor. Ulusal markaları hedef alan boykot listeleri yayımlanarak ekonomi programımızın baltalanması hedefleniyor. Türkiye’nin kendi sorunlarını kendisinin çözmesi ve problemlerine yerli ve milli çözümler getirmesi önlenmek isteniyor. Artan toplumsal rahatsızlığa rağmen sokak eylemi çağrılarıyla tırmandırılan gerginliğin asıl amacı budur.nnÜMMETİ SAVUNMAK NE ZAMANDAN BERİ SUÇ OLDUnCumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Lideri Özgür Özel’e yönelik “CHP’nin başındaki karikatür tip” ifadesini kullanarak şu eleştirileri dile getirdi: “Bizim asıl muhatabımız kuklalar değil, onları kendi istekleri doğrultusunda yöneten kuklacılardır. Biz bu ifadeleri kullanınca beyler yine rahatsız oluyor. Peki, bizim bir gün önceki kardeşlik bildirimiz bir insanı neden rahatsız eder? Türklerin, Kürtlerin ve Arapların kucaklaşmasından, tarihte olduğu gibi bugün de bir ittifak kurmasından neden rahatsızlık duyulur? Dün ortaya çıkmış, bizi ümmetçilik yapmakla itham ediyor. Vah zavallı. Allah aşkına, ümmetin birliğini, bütünlüğünü ve beraberliğini savunmak ne zamandan beri bir suç haline geldi?nnNERESİ YANLIŞ BE GAFİLLERnElbette bunlar ümmet şuurunun ne anlama geldiğini bilmezler. Müslümanlar olarak, Peygamber Efendimiz’in buyurduğu gibi bir duvarın tuğlaları misali birbirimize kenetlenmemizin neresi yanlıştır, be gafiller? İslam dünyasının birliği için çaba göstermenin nesi kabahattir? Milletin inancından ve değerlerinden bu denli mi uzaksınız? Türkiye’ye ve İslam dünyasına bu kadar mı yabancılaştınız? ‘Ümmetçiliğin karşısında duracağız’ diye beyanatta bulunuyor. Peki, ne yapmayı planlıyorsunuz? Ülkeni şikâyet ettiğin Batılı efendilerinin kılıcını kuşanarak Türkler, Kürtler ve Araplar arasına fitne tohumları mı ekeceksin? Nefreti mi alevlendireceksin? Kavgayı mı tırmandıracaksın? Tam olarak ne yapacaksın? Ne denilebilir ki? Cenabı Allah onlara akıl, izan ve feraset nasip etsin.nnMANİ OLAMAYACAKLARnBizi ümmetçilikle suçlayanlara sadece şunu ifade ediyorum: Biz Türk milletine mensubuz, Hz. Muhammed’in ümmetindeniz ve biz sadece bugün değil, kalûbeladan beri ümmetin bir sevdalısıyız. Ne yaparlarsa yapsınlar, bu kez muvaffak olamayacaklar. Hedeflerimiz ile aramıza giremeyecekler. Bizi bu kutlu yürüyüşümüzden alıkoyamayacaklar. Bu ülkenin yarım asırlık terör zincirini söküp atmasını engelleyemeyecekler.nn2 TRİLYON DOLAR ARTIK EMEKLİYE, MEMURAnCumhurbaşkanı Erdoğan, “Bölücü terörün ülkemize olan faturasının yaklaşık 2 trilyon dolar olduğunu belirtmek isterim” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Yıllar boyunca okul, hastane, yol ve fabrika yapımına; çiftçiye, öğrenciye ve esnafa destek için kullanılması gereken kaynakları terörle mücadeleye tahsis etmek zorunda kaldık. ‘Terörsüz Türkiye’ hedefiyle birlikte, inşallah bu kaynakları artık emekliye, çiftçiye, esnafa, memura, sanayiciye, ev hanımlarına, kısacası toplumun tüm kesimleriyle 86 milyona aktaracağız. Peki, bu ne anlama geliyor? Bu, emeklinin daha yüksek maaş alacağı; tüccarın daha çok kazanacağı; öğrencinin daha fazla burs alacağı; sanayicinin daha fazla teşvik alacağı anlamına geliyor. Bu, daha fazla okul, hastane ve fabrika demektir. Bu, soframızdaki ekmeğin bereketlenmesi ve imkânlarımızın artması demektir.nnÇOK NET 2 SEÇENEKn81 ilimizin yanı sıra dünyanın dört bir köşesinde insanlar bizim için dua ediyor. Gazze’de, Şam’da, Kudüs’te, Irak’ta, Pakistan’da, Somali’de ve daha nice yerde mümin kalpler bizim için, bu kadronun muvaffakiyeti için dua ediyor. Önümüzde son derece net iki yol var. Ya bu duaların ve beklentilerin hakkını layıkıyla verecek ve tarihin, ecdadın, medeniyetin ve milletin bize yüklediği bu sorumluluğa sahip çıkacağız ya da Allah korusun, sadece milletimizin gözünden düşmekle kalmayacak, aynı zamanda yüzünü bize çevirmiş milyonlarca insana büyük bir hayal kırıklığı yaşatmış olacağız. Buradaki hiçbir kardeşimin böylesine ağır bir vebalin altına girmeyeceğine yürekten inanıyorum. Unutmayın ki sadece 86 milyonun değil, bütün İslam coğrafyasının, tüm Ümmet-i Muhammed’in gözü bu kadronun ve sizlerin üzerindedir.”nnCumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, konuşmasını AK Parti’nin Kızılcahamam’daki kampının kapanış oturumunda gerçekleştirdi. Erdoğan, çalışmalara katkıda bulunan tüm parti üyelerine teşekkürlerini sundu.