Antalya’da ikamet eden 43 yaşındaki Gülnur Küçük, 17 yaşındaki ağır otizmli oğlu Yağız’a adanmış bir hayat sürüyor ve bu nedenle profesyonel iş yaşamında yer alamıyor. Ailesinin bütçesine katkıda bulunmak amacıyla, oğlu Yağız uykuya daldıktan sonra geceleri “küçük dünyam” diye adlandırdığı odasında renkli erişteler ve makarnalar üretiyor. Küçük’ün en büyük hedefi, bu girişimini büyüterek oğluna daha parlak bir gelecek sağlamak. Kepez ilçesinde yaşayan Gülnur ve Hakan Küçük çiftinin hayatı, 17 yıl önce dünyaya gelen oğulları Yağız ile başladı. Yağız henüz 1 yaşındayken davranışlarındaki farklılıkları gözlemleyen aile, onu doktora götürdü. Yapılan tetkikler sonucunda Yağız’a yüzde 98 oranında ağır otizm tanısı konuldu. Bu teşhis, Küçük ailesi için bir dönüm noktası oldu ve tüm yaşam düzenlerini oğullarının ihtiyaçlarına göre yeniden planladılar. EVİN ODASI ATÖLYE OLDU Yağız’ın yaşı ilerledikçe karşılaştığı zorluklar da arttı. Oğlunu, yaşadığı güçlükler nedeniyle özel eğitim kurumundan almak durumunda kalan ailede, tek çalışan olan baba Hakan Küçük de Yağız’la daha yakından ilgilenmek için işinden ayrılmak zorunda kaldı. Tam bu dönemde, Gülnur Küçük’ün kız kardeşinin iş yerine götürmesi için evde yaptığı eriştelerin çok beğenilmesi, yeni bir kapı araladı. Bu ilgi üzerine girişimcilik fikri doğdu. Tüm gününü oğlu Yağız’a ayıran ve ondan bir an bile ayrılmayan anne, evdeki bir odayı “küçük dünyam” olarak nitelediği bir atölyeye dönüştürdü. Geceleri oğlu uyuduğunda renkli erişteler ve makarnalar hazırlayan Küçük, bu işi geliştirerek Yağız için daha iyi şartlar oluşturmayı hayal ediyor. ‘AYAKTA KALMAK İÇİN ÇABALIYORUM’ Başlangıçta büyük zorluklar çektiklerini ifade eden Gülnur Küçük, “Sürekli daha iyiye gitmek için mücadele ediyoruz. Tüm günüm oğlumla geçiyor. Bu işe başlamam ise ablamın iş yerine götürdüğüm erişteleri bir hemşirenin satın almak istemesiyle oldu. Ona hediye olarak götürdüm ve onun teşvikiyle bu yola girdim. Planımda olmayan bir işti. Kendimi hayata karşı güçlü tutmak ve eve kapanmamak zorundayım. Özel bir evladım olduğu için zihinsel olarak da rahatlamaya ihtiyacım var. Bu üretim süreci bana terapi gibi geliyor. Yaklaşık 1,5 senedir bu işi yapıyorum ve burayı ‘küçük dünyamdaki küçük atölyem’ olarak tanımlıyorum,” şeklinde konuştu. ‘BAŞARMAK VE ÖRNEK OLMAK İSTİYORUM’ Yaptığı işten büyük bir zevk aldığını vurgulayan Küçük, sözlerini şöyle sürdürdü: “Otizmli bir evlat sahibi olduğum için tüm ürünlerimde doğallığa öncelik veriyorum. Gündüzleri oğlumu ihmal etme endişesiyle çalışmıyorum. Mesaim, gece oğlum uyuduktan sonra başlıyor. Erken saatlerde uyanmasına rağmen ben onun düzenine uyum sağlıyorum. Bu benim kendi tercihim, çocuğumun rutinini bozmayı asla göze alamam. Sürekli başkalarının başarı öykülerini duyarız. Artık ben de başaranlardan biri olmak ve kendi hikayemin dinlenmesini arzu ediyorum. Otizmli bir çocuğun annesi olarak, benzer durumda olan diğer annelere ilham vermeyi hedefliyorum. Umarım bu erişteler benim geçim kaynağım olur.”
Otizmli Oğlu Yağız İçin Geceleri Atölyeye Giren Annenin İlham Veren Girişimi
