RTÜK’ten Muhalif Kanallara Kesilen Cezalara ‘Milli Güvenlik’ Savunması

Muhalif Kanallara Yönelik Cezalar Meclis Gündeminde

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, son dönemde yayın durdurma ve ekran karartma gibi ağır yaptırımlarla gündeme gelen Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) uygulamalarını Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) taşıdı. Tanrıkulu, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un yanıtlaması talebiyle verdiği soru önergesinde, özellikle Now TV, Sözcü TV, Halk TV ve Tele-1 gibi muhalif olarak bilinen kanallara uygulanan cezaların yasal dayanaklarını sorguladı.

RTÜK’ten Cezalara ‘Milli Güvenlik’ Gerekçesi

Bakan Ersoy’un yönlendirmesi üzerine RTÜK tarafından hazırlanan yanıtta, öncelikle ceza verilen yayınların bir listesi sunuldu. Ardından yapılan genel açıklamada, ifade özgürlüğünün mutlak olmadığına ve belirli durumlarda sınırlandırılabileceğine dikkat çekildi. RTÜK, Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne atıfta bulunarak savunmasını şu ifadelerle dile getirdi:

“Böylece düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin kullanılmasının serbest olduğu fakat ‘millî güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği’ gibi nedenlerle bu serbestinin kanunla sınırlandırılabileceği düzenlenmiştir. İfade hürriyetinin başka özgürlüklerin kullanılmasını kısıtlayacağı ve/veya zarar görmesine neden olacağı durumlarda sınırlandırılabileceği, dolayısıyla sınırsız olmadığı ulusal ve uluslararası hukuk metinlerinden sarih olarak anlaşılmaktadır.”

RTÜK Başkanı Şahin’in ‘Öz Denetim’ Çağrısı ve Yanıtsız Sorular

Bir diğer CHP’li vekil Ali Karaoba ise RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in Saraçhane eylemleri sürecindeki açıklamalarını gündeme getirdi. Şahin, “Halkı sokağa davet eden, illegal örgütlerin sözcüsü gibi beyanlarda bulunan yorumcuları ekrana taşıyan yayıncı kuruluşlarla ilgili uzun süreli yayın durdurma dahil, en nihayetinde lisans iptallerine varabilecek müeyyideler uygulanacak” demişti. RTÜK, bu ifadelere yönelik soruya verdiği yanıtta, başkanın çağrısını ‘sağduyu’ olarak niteledi:

“Medyanın dördüncü kuvvet olarak görüldüğü bir toplumda millî güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği sebepleriyle ve olağanüstü dönemlerde RTÜK Başkanının medya kuruluşlarına öz denetim sorumluluğuna ve kamusal yayıncılık ilkelerine bağlı kalmaları yönünde sağduyu çağrısı yapması olağandır.”

Ancak Karaoba’nın önergesinde yer alan, Ekrem İmamoğlu hakkında kesinleşmiş bir yargı kararı olmamasına rağmen yapılan yayınlarla ilgili “RTÜK ve RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin yasal süreçler tamamlanmadan kanun dışında yayın yapan gazete ve televizyonlar hakkında niçin açıklama yapmamaktadır?” sorusu ise RTÜK tarafından yanıtsız bırakıldı.