15 Temmuz 2016: Kaderin Yeniden Yazıldığı O Sıcak Gece
15 Temmuz 2016 tarihi, sıradan bir yaz günü gibi başlasa da, Türkiye’nin hafızasına kazınan, unutulmaz bir direniş gecesine dönüştü. O gece, vatanını savunmak için sokağa çıkanlardan biri de Tarık Solak‘tı. Göğsüne isabet eden hain bir kurşun, karaciğerine saplandığında, doktorların ‘imkansız’ dediği bir mucize gerçekleşti. Kurşunun yüksek ısısı, karaciğerini dağlayarak aşırı kanamayı önledi ve onu hayatta tuttu. 15 Temmuz’un 9. yıl dönümünde, o gece yakın arkadaşını şehit veren ve bugün vücudunda 2 mermiyle yaşayan Gazi Tarık Solak, o unutulmaz geceyi anlattı.
‘Bu Bir Kalkışma Girişimidir’: Halk Sokaklara Döküldü
O gece Boğaziçi Köprüsü’nü kapatan tanklar, ilk başta bir tatbikat olarak algılansa da, durumun vahameti kısa sürede anlaşıldı. Dönemin Başbakanı Binali Yıldırım‘ın televizyondaki “Bu bir kalkışma girişimidir!” sözleri, milyonlarca insan için bir dönüm noktası oldu. Bu çağrıyla birlikte, omuzlarında Türk bayraklarıyla insanlar demokrasiye sahip çıkmak için sokaklara akın etti. Tarık Solak da o anları ve harekete geçişlerini şöyle anlatıyor:
“15 Temmuz günü biz arkadaşlarımızla Mecidiyeköy’deydik. Rahmetli Fahrettin Yavuz o gece şehit olan arkadaşım, ben, diğer arkadaşlarımız TV’de, köprüde tankları gördük. Binali Yıldırım’ın ‘Bu bir kalkışmadır’ sözleri yayınlanınca meydana geldik. Başta Boğaziçi Köprüsü’ne yürüyecektik. Sonra Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü’nden arkadaşlarımız yanımıza geldi ve ‘Köprüyü bırakın, Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü‘ne gidin’ dedi. Elimizde bayraklar, tekbir getirmeye başladık. Tek bildiğimiz bir şey vardı, vatana ve millete zeval gelmeyecek şekilde vatanı savunacağız. Tam Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü’ne gelirken bir anons geldi: ‘Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü güvende, TRT binası işgal edildi.’ Mecidiyeköy’de en aşağı 10 bin kişi toplanmıştı. Halâskârgazi Caddesi üzerinden Harbiye’ye doğru ilerlerken, böyle mahşeri bir kalabalığı Şişli caddelerinde ne gördüm ne de duydum.”
Hain Kurşunların Hedefi: TRT Binası Önündeki Direniş
Tarık Solak ve on binlerce vatanseverin yeni hedefi, darbecilerin işgal ettiği TRT binasıydı. Pangaltı’ya geldiklerinde polis barikatıyla karşılaştılar. Polisin ‘ateş ediliyor’ uyarısına rağmen Solak’ın cevabı netti: “Biz buraya ölmeye geldik.” Barikatı aşan kalabalık, Türk bayrağını açarak ilerlemeye devam etti.
“Bayrağı açtık, tekbirlerle yürüyoruz. 50-60 metre mesafe ya var ya yoktu, bir kişi oradan ‘dur’ diye bağırdı. Tabii biz oraya durmaya gelmediğimiz için yürümeye devam ettik. ‘Durun demiyor muyum size?’ dedi ve ateş ettiğini gördüm.”
İki Kurşunla Gelen Yaralanma ve Mucizevi Kaçış
Namludan çıkan ilk kurşun Tarık Solak’ın sol koluna isabet etti. Ancak o ve yanındakiler durmadı. Darbecilerin seri ateşiyle birçok kişi vurulmaya başladı. Solak, ikinci kurşunun göğsüne isabet ettiği anı ve sonrasını şöyle dile getiriyor:
“Göğsüme vuran mermiyi hissettiğim anda ‘neye düştük’ demiştim. Yolun ortasındaki demirden bir şey patladı, bir alev topu. Önce demire çarptı kurşun. Sonra benim göğsüme saplandı ama ölümün o sancısını sanki balyozla göğsüme vurdukları an yaşadım. Sol elimi göğsüme koyduğumda elim göğsümden içeri girdi. O an Allah’ın o gece bana verdiği ilahi bir güç vardı. Çünkü o kadar yarayı alıp da hiç düşmeden koşmak bir mucize. Yiyecek ekmeğim, içecek suyum vardı. Allah bana ömür verdi.”
Ağır yaralı halde koşan Solak, motosikletli bir gencin yardımıyla Şişli Etfal Hastanesi’ne ulaştırıldı. Hastaneye ulaşan ilk yaralı olması, hayatının kurtulmasında kritik bir rol oynadı. Sedyeye yattığı an baygınlık geçirdi.
Doktorların ‘İmkansız’ Dediği Hayat: Vücudundaki İki Kurşunla Yaşamak
Saatler 00:25‘i gösterdiğinde ilk kurşunu alan Tarık Solak, 00:40‘ta ameliyata girdi ve sabah 06:30‘da çıktı. Birlikte yürüdüğü arkadaşı Fahrettin Yavuz ise saat 00:35‘te şehit olmuştu. Doktorların ‘yaşaman imkansız’ dediği Solak, bugün biri omzunda, diğeri karaciğerinde iki kurşunla hayatını sürdürüyor.
“Karaciğerimdeki mermi bütün metabolizmamı bozuyor. Karaciğerim tam çalışmıyor ve 4 yıldır sürekli yağlanma oluyor. Doktorlar, ani refleks hareketlerden kaçınmamı, düşmemem gerektiğini söyledi. Vücuduma nasıl baktığıma göre 25 ila 30 sene içerisinde organ kaybı yaşamamın yüzde 90 seviyelerinde olduğunu söylediler. Bunu zaten şu anda da hissediyorum, yaşıyorum. Çünkü vücudumda o eski direncim yok, eski gücüm yok.”
‘Yine Olsa Vatanımız İçin Can Feda’: Bitmeyen Vatan Sevgisi
O gece, ellerinde en gelişmiş silahlar olan darbeciler, kalplerindeki vatan sevgisinden başka silahı olmayan milyonlara karşı kaybetti. Türkiye’nin bağımsızlığına kimsenin el uzatamayacağı, 253 şehit ve binlerce gazinin kanıyla tarihe yazıldı. Gazi Tarık Solak, sözlerini, dün olduğu gibi bugün ve yarın da vatan için aynı fedakarlığı yapacağını belirterek noktaladı ve ölümsüz vatan sevgisini bir kez daha vurguladı.