Türk Edebiyatının Cesur Kalemi Pınar Kür Hayatını Kaybetti
Türk edebiyatının öncü isimlerinden, yazar, çevirmen ve akademisyen Pınar Kür, 15 Temmuz 2025’te 82 yaşında vefat ederek sevenlerini ve edebiyat dünyasını yasa boğdu. “Asılacak Kadın” ve “Yarın Yarın” gibi eserleriyle tanınan Kür, kadın hakları ve toplumsal tabular gibi konuları cesurca işlemesiyle biliniyordu.
Pınar Kür Neden Vefat Etti?
Türk edebiyatının usta kalemi Pınar Kür, 15 Temmuz 2025 tarihinde, 82 yaşında yaşamını yitirdi. Bir süredir sağlık sorunlarıyla mücadele ettiği ve hastanede tedavi altında olduğu belirtilen Kür’ün vefat haberi, edebiyat camiasında derin bir üzüntü yarattı. Yazarın vefat nedeni hakkında resmi bir açıklama yapılmadı.
Acı haberi yazar ve sunucu Yekta Kopan, sosyal medya üzerinden yaptığı bir paylaşımla duyurdu:
Pınar Kür’ü kaybettik. Türk edebiyatının büyük bir değeri aramızdan ayrıldı. Başımız sağ olsun. Oğlu Emrah Kolukısa ve ailesi büyük bir yas içinde. Cenaze detayları aile tarafından açıklanacak.
Pınar Kür Kimdir? Hayatı ve Kariyeri
Havva Pınar Kür, 15 Nisan 1943’te Bursa’da dünyaya geldi. Annesi, yazar ve öğretmen İsmet Kür; babası ise Fransızca ve matematik öğretmeni Behram Kür’dü. Teyzesi şair Halide Nusret Zorlutuna ve kuzeni romancı Emine Işınsu gibi isimlerin bulunduğu sanat dolu bir ailede yetişti.
Eğitim Hayatı ve Akademik Başarıları
Çocukluğu Bilecik, Zonguldak ve Ankara gibi farklı şehirlerde geçen Kür, ortaöğrenimini New York’ta, lise eğitimini ise Robert Kolej‘de tamamladı. Lisans eğitimini Queens College ve Boğaziçi Üniversitesi’nde sürdüren yazar, akademik kariyerini Paris’te Sorbonne Üniversitesi‘nde karşılaştırmalı edebiyat alanında doktora yaparak taçlandırdı.
Akademik ve Edebi Kariyeri
Akademik kariyerine İstanbul Üniversitesi Yabancı Diller Okulu’nda İngilizce okutmanı olarak başlayan Kür, daha sonra İstanbul Bilgi Üniversitesi‘nde medya ve iletişim sistemleri bölümünde öğretim üyeliği yaptı. Edebiyat dünyasına ise “Asılacak Kadın”, “Yarın Yarın” ve “Bir Cinayet Romanı” gibi eserleriyle damga vurdu. Özellikle “Asılacak Kadın” romanı, yarattığı tartışmalarla Türk edebiyatında unutulmaz bir yer edindi.