AYİDER Başkanı’ndan Kentsel Dönüşümü Hızlandıracak Kritik Öneri: Minimal İmar Artışı

Kentsel Dönüşümde Minimal İmar Artışı Formülü

Anadolu Yakası İnşaat Müteahhitleri Derneği (AYİDER) Başkanı Hakan Şişik, şehir planlaması ve riskli yapıların yenilenmesi sürecinde önceliğin kentsel dönüşüme verilmesi gerektiğini vurguladı. Şişik, dönüşümün hız kazanması için kritik bir öneri sunarak, sürece engel olan imar hakkı sorununa karşı minimal imar artışları yapılabileceğini belirtti.

“Dönüşüme engel teşkil eden imar hakkı noktasında minimal imar artışları yapılabilir. Minimal imar artışı, bazı bölgelerde özellikle kat sınırlaması olan yerlerde eğer dönüşüm olmuyorsa kent dokusunu bozmadan çok fazla imar yoğunluğu yaratmadan bir kat ekstra verilmesi gibi veya binada oturumların büyütülmesi gibi plan çözümleri uygulanabilir. Örneğin Acıbadem’de bazı bölgelerde oturum büyütüldü bazı alanlarda bir kat verildi.”

Bir basın toplantısında konuşan Hakan Şişik, dernek olarak şehirleşme, kentsel dönüşüm, yeşil bina ve sosyal donatı gibi konulara odaklandıklarını ifade etti.

Sektörün Temel Sorunu: Planlama Eksikliği

Anadolu Yakası’ndaki inşaat sektörünün en büyük probleminin ne olduğu sorusuna Şişik, net bir yanıt verdi: “Sektörümüz açısından en büyük sorunumuz planlama.” Şişik, şehir planlamasının merkezden dışa doğru halkalar halinde yapılması gerektiğini, ancak mevcut durumda önceliğin kenti rehabilite etmek olduğunu söyledi.

Şişik, “Şu anda şehrin dışında kamusal alanlara, Hazine arazilerine inşaat yapmak bize göre doğru değil. Tabii şehir merkezinde yapılacak çok büyük kentsel dönüşüm projeleri için rezerv konutlar yapılacaksa ona bir şey diyemeyiz,” diyerek mevcut şehir merkezindeki yapı stokunun yenilenmesine öncelik verilmesi gerektiğini savundu.

Ada Bazlı Dönüşüm ve Hak Sahipliği Vurgusu

Kentsel dönüşümün parsel bazında değil, ada bazında olması gerektiğini vurgulayan Şişik, bu sayede şehrin güzelleşeceğini, daha yaşanabilir hale geleceğini ve sosyal donatılara kavuşacağını belirtti.

Vatandaşın Hakkı Korunmalı

Şişik, minimal imar artışlarının vatandaşların hak kaybını önlemek için önemli bir araç olduğunu şu sözlerle açıkladı: “Bu enstrümanlar bize kentsel dönüşümün önündeki engelleri açmak için lazım. Yani 100 metrekareden 60 metrekareye düşmesin de 90 metrekareye düşsün vatandaşın hakkı. Bu durum onun da yaşamsal alışkanlıklarını karşılayacaktır. Bu şekilde minimal imar artışı olabilir. Çok yüksek olması gerekmiyor zaten.”

Öncelik Güvenlik Olmalı

1999 öncesi bina stokunun hala çok yüksek olduğuna dikkat çeken Şişik, “Tek çözüm ada bazlı, alan bazlı ve emsal artışı,” dedi. Vatandaşların da bu süreçte beklentilerini makul tutması gerektiğini belirten Şişik, “Bazı hak sahiplerinin beklentisi çok yüksek oluyor. Burada önemli olan depreme güvenli bir yapıya geçmek. Öncelik güvenlik olmalı,” ifadelerini kullandı.

Hazine Arazilerinin İmara Açılması Şehir Dokusunu Bozar

Kamuya ait arsaların imara açılması önerisine de değinen Hakan Şişik, bu tür adımların şehirleşmeye fayda sağlamayacağını belirtti.

“Şehir planlamaları yapılırken (100.000’lik) o şehirde yapılması öngörülen konut sayısı, ticari ünite sayısı, hastane, okul gibi fonksiyonlar bellidir. Bu planlara göre ve o şehrin yapılaşma yoğunluğuna göre altyapılar düzenlenir. Bu bakımdan şehrin kaldıracağı altyapı, üstyapı, ulaşım gibi tüm hususlar 100.000’lik planda bellidir. Buradan yola çıkarak prensip olarak bu planın dışında imara açılan her metrekare şehrin dokusunu bozacak, yoğunluğu arttıracaktır.”