Kartalkaya Faciası Davasında Sanıklar Sorumluluktan Kaçıyor: ‘Yetkim Yoktu’ Savunması

Bolu Kartalkaya’da meydana gelen ve 36’sı çocuk olmak üzere 78 kişinin hayatını kaybettiği yangınla ilgili davanın ilk duruşması, üçüncü gününde sanıkların savunmalarıyla devam etmektedir. Toplam 32 sanığın yargılandığı davada şimdiye dek 20 kişi ifade vermiştir.

Sanık kürsüsüne en son çıkan isim, otel sahibi Halit Ergül’ün kızı Ceyda Hacıbekiroğlu oldu. Gazeteci Emrullah Erdinç’in bildirdiğine göre, Grand Kartal otelinin yönetim kurulu üyesi olan Hacıbekiroğlu, otelde herhangi bir yetkisinin bulunmadığını ve yalnızca sömestr tatili için orada olduğunu belirtti. Yangın gecesi yaşananları ayrıntılı bir şekilde aktaran Hacıbekiroğlu, garajdaki araçların çıkarılmasıyla ilgili olarak, “Bir kayak hocası, yangının garaja sıçraması durumunda daha da büyüyeceğini söylediği için araçların çekilmesini istemiş” şeklinde konuştu. Mağdurlar ve aileleri tarafından araçların tahliye edilmesi konusu daha önce defalarca eleştirilmişti.

Yönetim kurulu üyesi savunmasında, “Bu otel hizmete girdiğinde ben 7 yaşındaydım. Beş kişilik bir yönetim kurulu zorunluluğu olduğu için beni de üye olarak kaydettiler. Evliyim ve iki çocuğum var… Tutuklanmam, çocuklarım üzerinde bir travma yarattı” dedi. Hacıbekiroğlu’nun bu ifadeleri, mağdurlar ve ailelerinden büyük tepki topladı.

Hacıbekiroğlu’ndan önce savunmasını sunan Otel Müdürü Zeki Yılmaz, kendi adına düzenlenmiş eğitim sertifikaları ve acil durum eylem planlarından haberdar olmadığını iddia etti. Yılmaz’ın savunması esnasında duruşma salonunda tansiyon yükseldi. Sanığın ifadesine “başınız sağ olsun” diyerek başlama girişimi, mağdurlar ve ailelerinin “Biz katillerden başsağlığı kabul etmiyoruz” şeklindeki tepkisiyle karşılaştı. Zeki Yılmaz, savunması ve çapraz sorgu boyunca kendisine yöneltilen pek çok soruya “bilgim yok” şeklinde yanıt verdi. Mahkeme başkanının, İl Özel İdaresi’ne ait bir belgede işyeri sorumlusu olarak imzasının bulunduğunu hatırlatması üzerine, “Ben sadece misafirleri karşılarım, yönetimden kimse bulunmadığı zaman imza attım” dedi. Yılmaz, ayrıca iddianamede geçtiği iddia edilen “Kimseyi uyandırmayın, yangını kendi aramızda söndürelim” sözlerini sarf ettiğini de reddetti. Sanığa, polise verdiği ifade ile mahkemedeki savunması arasındaki çelişkiler sorulduğunda ise “polis ifademi kabul etmiyorum” yanıtını verdi. Çapraz sorgu esnasında otelin cirosu ve gecelik konaklama ücretleri gibi sorulara ise “hatırlamıyorum” cevabını verdi.

Muhasebe Müdür Yardımcısı Mehmet Salun, savunmasında imza yetkisinin olmadığını, pek çok hususta bilgisinin bulunmadığını ve oteldeki denetimlerde tespit edilen eksikliklerden habersiz olduğunu öne sürdü. Üzerindeki tüm suçlamaları reddeden Salun, asıl olarak Gazelle Otel’de muhasebeci olduğunu ve yangın çıktığında Grand Kartal Otel’in 10. katında bulunduğunu ifade etti. Salun, zaman zaman Grand Kartal’da da görev yaptığını ancak otelde yakın zamanda bir yangın tatbikatı gerçekleştirilmediğini ekledi. Denetim raporlarından birinde neden imzasının olduğu sorulduğunda ise denetimlere katılmadığını ve belgeleri imzalamadığını söyledi. Ayrıca Halit Ergül’ün damadı Emir Aras’ın “Çalışanlarımın eksikleri giderme yetkisi vardır” şeklindeki beyanını da yalanladı.

Duruşmanın ikinci gününde ifade veren Bolu İl Özel İdaresi Eski Ruhsat ve Denetim Müdürü Mehmet Özel, otelin geçerli bir yangın raporu olmaması durumunda, rapor temin edilene kadar faaliyetinin durdurulması gerektiğini belirtti. Özel’den sonra ifade veren Grand Kartal muhasebe personeli Cemal Özer ise itfaiye denetiminde saptanan eksiklikleri Emir Aras’a ilettiklerini söyledi. Özer, Aras ile aralarındaki konuşmayı şöyle aktardı: “Emir Bey’e eksiklikleri bir bir izah ettik. Raporu gözden geçirdikten sonra ‘Tamam, ben Kadir Özdemir ile görüşeceğim’ dedi. Fakat daha sonra bize ‘Başımıza dert açtınız’ diyerek tepki gösterdi.”

Duruşmanın ikinci gününde ifade veren bir diğer isim olan Grand Kartal Otel Muhasebe Müdürü Kadir Özdemir, kendisinin Gazelle Otel çalışanı olduğunu ve Grand Kartal Otel’de yönetici pozisyonunda bulunmadığını savundu. Özdemir, otelde açılması düşünülen kafenin adının White Fox (Beyaz Tilki) olduğunu, ancak bu ismin anlaşılmasının güç olabileceği düşüncesiyle belediyeye yapılan ruhsat başvurusuna otelin adını yazdığını belirtti. Sanık, Emir Aras’ın kendisini arayarak, “2007’den kalma çalışma belgemiz zaten mevcut. Neden otelin adını yazdınız? Eksikleri gideremeyiz, başvuruyu iptal et” dediğini ve bunun üzerine başvurunun geri çekildiğini iddia etti.

Özdemir’in ardından otelin doğal gaz sisteminden sorumlu olan Doğan Aydın savunma yaptı. Aydın, 2021 yılından bu yana otelde çalışmadığını ifade ederek, “Mevcut sistemde gaz alarmı bulunuyordu; bir gaz kaçağı olması halinde alarmın devreye girmesi gerekirdi” dedi. Gaz tesisatı teknik servis sorumlusu Muharrem Şen de benzer bir şekilde iddianamedeki suçlamaları kabul etmeyerek, sadece kurulu olan LPG sisteminin kontrolünü yaptığını söyledi. Şen, “Olayda bir LPG kaçağı olsaydı, bir patlama yaşanırdı… Alarmın çalışmaması, LPG kaçağı olmadığını gösterir” diye ekledi.

Aynı gün iş güvenliği uzmanları Ece Kayacan ve Kübra Demir de ifade verdi. Her iki uzman da kendilerine yöneltilen suçlamaları reddederek Grand Kartal Otel’de çalışmadıklarını beyan etti. Ece Kayacan, Grand Kartal’da çalışıyormuş gibi gösterildiğini savunarak, “Acil durum eylem planını ben hazırlamadım. Hiç gitmediğim bir otel için rapor hazırlamam olanaksız” dedi. Kübra Demir’e ise mahkemedeki ifadesinde Grand Kartal Otel’e hiç gitmediğini söylemesine rağmen, savcılık ifadesinde gittiğini belirtmiş olması hatırlatıldı. Demir, sadece Gazelle Otel’de iş güvenliği eğitimi verdiğini ve mevcut ifadesinin doğru olduğunu savundu.

Duruşmanın ikinci gününde hakim karşısına çıkan bir diğer önemli isim, otel sahibi Halit Ergül’ün damadı Emir Aras oldu. Savunmasının başında hayatını kaybedenler için başsağlığı dileyen Aras’a, mağdurlar “Katil” diyerek tepki gösterdi. Aras, genel müdür unvanını yalnızca silah ruhsatı alabilmek amacıyla kullandığını ve fiili bir genel müdürlük görevinin olmadığını iddia etti. Yangın gecesi otelde yaşadıklarını anlatan Aras, “Suçu bilerek ve isteyerek, olası kastla işlediğimi kabul etmiyorum” ifadesini kullandı. Bu sözler üzerine salondan tekrar tepki sesleri yükseldi. Aras’ın sorgusu esnasında bir müşteki avukatı, “Yangın raporundaki eksikliklerin giderilmesi ne kadara mal olurdu? Bu meblağ, hayatını kaybeden insanların canından daha mı kıymetliydi?” diye sordu. Sanık bu soruya, “Ben otel müdürü değilim. Turizm Bakanlığı tarafından denetlendik. Tasarruf yapma gibi bir imkanım yoktu” şeklinde cevap verdi. Aras’a ayrıca garajdaki otomobillerin çıkarılması talimatını verip vermediği de soruldu. Sanık, böyle bir talimat vermediğini belirtti. “21 Ocak’a kadar eksiklikleri neden gidermediniz?” sorusuna ise “Ben yapılmasını talep ettim, ancak yapmamışlar” yanıtını verdi.

Kartalkaya duruşması, Gazelle Otel Genel Müdürü Ahmet Demir’in savunmasıyla başlamıştı. Konuşmasına hayatını kaybedenlere başsağlığı dileyerek başlayan Demir’in ellerinin ve sesinin titrediği gözlemlendi. Demir’e, bilirkişi raporu çerçevesinde Kadir Özdemir ve Bolu Belediyesi Başkan Yardımcısı Sedat Gülener ile gerçekleştirdiği görüşmeler soruldu. Genel müdür, itfaiye raporunun hazırlanma sürecine yardımcı olması için Sedat Gülener’i aradığını ve bu ricayı Kadir Özdemir adına yaptığını kabul etti. Yönetici, savunmasında raporun içeriği hakkında bilgi sahibi olmadığını, sadece Kadir Özdemir’den gelen talep üzerine Gülener ile irtibata geçtiğini savundu. Müşteki avukatları, Demir’in savunmasını çelişkili bulduklarını ifade etti ve bu esnada müşteki ile sanık avukatları arasında bir tartışma yaşandı.

Daha sonra, Grand Kartal Otel’e “Sürdürülebilir Turizm Sertifikası” düzenleyen FQC Global Sertifikasyon Anonim Şirketi’nden çalışan Aleyna Beşinci ve şirket yöneticisi Ali Ağaoğlu ifade verdi. Her iki isim de Grand Kartal Otel’de yaptıkları fiziki denetimlerin yalnızca sürdürülebilirlik kriterleriyle sınırlı olduğunu savundu. Yangın önlemleri ve acil durum planlarına yönelik “derinlemesine bir denetim yetkilerinin” olmadığını vurguladılar.

İlk gün savunma yapanlar arasında teknisyenler Bayram Ütkü, Tahsin Pekcan ve Hüseyin Özer de bulunuyordu. Ütkü, yangın anında otelin 3. katındaki personel odasında olduğunu söyledi. Teknisyen, yangın esnasında garajdan çıktığını ve bu sırada güvenlik önlemi olarak garajdaki mazot tankını ve otelin dışındaki LPG vanasını kapattığını belirtti. Müşteki avukatları, Ütkü’nün şalterleri indirmesinin uyarı sistemlerini devre dışı bıraktığını ve bu durumun mağdurların kurtulma şansını azalttığını iddia etti. Tahsin Pekcan, elektrik sorumlusu olup olmadığına dair soruya, “Herkes suçu bana yüklemeye çalışıyor. Benim böyle bir unvanım yok. Ben yalnızca bir servis elemanıyım, kimseye emir verme yetkim yok” diye cevap verdi. Ütkü ve Pekcan’dan sonra ifade veren teknisyen Hüseyin Özer ise ne kendisinin ne de birlikte çalıştığı personelin herhangi bir iş güvenliği eğitimi almadığını kaydetti. Özer, yangın söndürme ve algılama sistemlerine bakım yapıldığından haberi olmadığını ve kendisine herhangi bir eksiklik bildirilmediğini söyledi. Özer ayrıca, “Yangın paneline bakım yapmadık, bizden sadece video istendi. Biz de video çekip muhasebe departmanına ilettik” şeklinde konuştu.

İlk gün ifade veren Bolu Genel Sekreter Yardımcısı Bünyamin Bal, kendisine yöneltilen sorulara sürekli olarak “yetkim yok” ve “sorumluluğum yok” yanıtlarını verdi. Bal, otele verilen ruhsattan sorumlu olmadığını ve bu nedenle kusurlu sayılamayacağını belirterek kendini savundu. İl Özel İdaresi Ruhsat ve Denetim Müdürü Yeliz Erdoğan ise otele ruhsatın 2007 yılında verildiğini ve belge sahibi değişmediği sürece ruhsat yenileme zorunluluğu olmadığını vurguladı. “Turizm işletme belgesi nihai bir belgedir” diyen Erdoğan, otelin alt katında açılması planlanan restoranla ilgili olarak şunları söyledi: “Bir firma otel içinde bir lokanta açmak istediğini belirterek belgeleri istedi. Lokanta otelin bir parçası olduğu için tüm otel adına itfaiye raporu alınması gerektiğini bildirdim. Evraklar geldi ancak itfaiye raporu tüm otel için değil, sadece lokanta için alınmıştı, bu yüzden ruhsatı vermedim. Sorumluluğu kesinlikle reddediyorum.” Bolu İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Sırrı Köstereli, yasal olarak Grand Kartal Otel’e ruhsat verme yetkisinin İl Özel İdaresi’ne ait olduğunu kabul etti. Ruhsatın 2021’de alındığını belirten Köstereli, alanında uzman personel eksikliği nedeniyle otelde yangın denetimi yapılamadığını kaydetti.