Mahfi Eğilmez’in Kaleminden Unutulmaz Ecevit Anısı: Liyakat ve Tarafsızlık Dersi

Ecevit’ten Gelen Gizli Yazı ve Teftiş Süreci

Eski Hazine Müsteşarı Dr. Mahfi Eğilmez, kişisel blogunda 1978 yılında Maliye Bakanlığı Teftiş Kurulu’nda görev yaparken yaşadığı önemli bir anısını okuyucularıyla paylaştı. Eğilmez, o dönemde Maliye Teftiş Kurulu Başkanı tarafından kendisine verilen ve üzerinde gizli ibaresi bulunan bir yazıyla başlayan süreci anlattı.

Yazı, dönemin Başbakanı Bülent Ecevit‘in imzasını taşıyordu ve Toprak ve Tarım Reformu Müsteşarlığı’ndaki bazı satın alma ve ihale işlemlerine yönelik yolsuzluk iddialarının incelenmesini talep ediyordu. Ecevit tarafından Maliye Bakanı Ziya Müezzinoğlu’na gönderilen yazı, Bakan tarafından “müfettiş görevlendirilmesi” notuyla Teftiş Kurulu’na havale edilmişti.

Ankara’dan Urfa’ya Uzanan İnceleme

Bu önemli görev için Mahfi Eğilmez ve meslektaşı Toper Çağlayan görevlendirildi. İkili, ilk olarak Ankara’daki dosyaları titizlikle inceledi, ardından iddiaların merkezindeki uygulamaları yerinde görmek üzere Urfa’ya gitti.

Eğilmez’in aktardığına göre, yapılan detaylı incelemeler sonucunda bazı küçük usul eksiklikleri dışında herhangi bir yolsuzluk ya da kanuna aykırı bir duruma rastlanmadı. İncelemelerin tamamlanmasının ardından Eğilmez ve Çağlayan, herhangi bir usulsüzlük tespit edilmediğini belirten bir rapor hazırladı. Rapor, “herhangi bir soruşturma açılmasını gerektirecek bir işlem olmadığı kanaatine varılmıştır” cümlesiyle son buldu ve Teftiş Kurulu’na sunuldu.

Başbakan Ecevit ile Yüz Yüze Görüşme

Raportun tesliminden yalnızca iki gün sonra Mahfi Eğilmez, Teftiş Kurulu Başkanı tarafından tekrar çağrıldı. Ancak bu kez sürece Maliye Bakanı Ziya Müezzinoğlu da dâhil olmuştu. Bakan Müezzinoğlu, Eğilmez ve Teftiş Kurulu Başkanı’nı Başbakanlık’a götürdü. Eğilmez, Başbakan Ecevit’in raporu dikkatle okuduğunu, birçok satırın altını çizdiğini ve sonunda kendisine teşekkür ettiğini belirtti.

Eğilmez, Ecevit’in makam odasında yaşanan o anları şu sözlerle anlattı:

“Başbakanlığa geldiğimizde özel kalem müdürü bizi makam odasına aldı. Ziya Bey önde, başkan arkada, ben en arkada Ecevit’in makam odasına girdik. Ecevit bizi görünce ayağa kalktı, masasının yanından geçip karşımıza geldi, elinde bizim raporun dosyası vardı. İçimden “memuriyetin sonuna geldik sanırım” diye geçirdim. Ecevit, hepimizin tek tek elini sıktı, hatırımızı sordu. Dosyayı açtı, birçok yerinin satır altları çizilmiş, sayfaların yanına notlar alınmıştı. Raporun son cümlesini yüksek sesle okuduktan sonra bana döndü: “Bu raporu siz yazmışsınız bir arkadaşınızla beraber değil mi” diye sordu. “Evet, efendim” dedim şaşkınlıktan biraz da kekeleyerek. “Sizi tebrik ederim, hiçbir etki altında kalmadan objektif bir değerlendirme yapmışsınız. Ben bu müsteşarı bilirim, kendisi dürüst bir insandır, ama hakkında ihbar ve şikâyetler olunca tarafsız bir inceleme yaptırmayı uygun gördüm. Siz de bunu gerçekten tarafsız biçimde yapmışsınız, teşekkür ederim” dedi sonra Ziya Bey’e döndü “işte maliye müfettişleri böyledir, bir etki altında kalmadan değerlendirme yaparlar, siz de bilirsiniz” dedi.”

Teftişin Perde Arkası ve Liyakat Vurgusu

Eğilmez, yıllar sonra öğrendiği bir detayı da paylaşarak teftiş sürecinin asıl nedenini açıkladı. “Müsteşar, Demirel tarafından atanmış ve Halk Partililer, Ecevit’in öyle bir isteği olmadığı halde, yerine Halk Partili birisinin atanmasını istiyorlarmış. Bizim yazdığımız rapor, Ecevit’in, partililerin bu isteğini reddetmesine dayanak olmuş” ifadelerini kullandı.

Mahfi Eğilmez, bu tarihi anısını şu anlamlı cümlelerle noktaladı:

“Eski Türkiye’den kalma bu anıyı, dönemin sıkıntı ve zorluklarına, yaşanan petrol şoklarının ve ABD’ye kafa tutarak yapılan Kıbrıs çıkartması sonrası Türkiye’ye uygulanan ağır ekonomik ve mali ambargoların yol açtığını görmezden gelerek “eski Türkiye’de kuyruklar vardı” diye dalga geçenlerle liyakatın önemini ihmal edenlere ithaf ediyorum.”