Dev Araştırma Onayladı: Çocukluk Aşıları ve Otizm Arasında Bağlantı Yok
Yaklaşık 30 yıl önce ortaya atılan ve çocukluk çağı aşılarının otizme neden olduğu yönündeki iddia, bir kez daha kapsamlı bir bilimsel çalışmayla çürütüldü. Bu teori, 1998 yılında saygın bir tıp dergisinde yayımlanan ancak daha sonra sahtekârlık içerdiği için geri çekilen bir makaleyle gündeme gelmişti. O zamandan beri sayısız araştırma bu iddiayı yalanlasa da, yanlış inanış varlığını sürdürmeye devam ediyor.
Yeni Danimarka Çalışması: 1 Milyondan Fazla Çocuk İncelendi
Aşı karşıtlarının son dönemde odaklandığı konulardan biri, aşıların etkisini artırmak için kullanılan çok küçük miktarlardaki alüminyum adjuvanlarıdır. Bu iddiayı test etmek isteyen Danimarkalı araştırmacılar, Annals of Internal Medicine dergisinde yayımlanan çalışmalarında, 1997 ile 2018 yılları arasında Danimarka’da doğan bir milyondan fazla çocuğun verilerini titizlikle analiz etti.
Araştırmanın sonuçları oldukça netti: Alüminyum içeren aşılar, otizm spektrum bozukluğu, astım ya da bağışıklık sistemi hastalıkları gibi herhangi bir sağlık sorununa yol açmıyor. Çalışmanın yazarlarından ve Danimarka Devlet Serum Enstitüsü (SSI) aşı araştırmacısı olan Dr. Niklas Andersson, sonuçları “güven verici” olarak tanımladı.
“Çocukluk çağı aşı programlarında kullanılan çok küçük miktardaki alüminyumun, çocukluk döneminde görülen 50 farklı sağlık sorununa yakalanma riskini artırdığına dair herhangi bir bulguya rastlamadık.”
Yanlış Bilginin Tehlikeli Sonuçları
Araştırmacılar, bu bulguların özellikle COVID-19 pandemisiyle birlikte artan aşı dezenformasyonuna karşı güçlü bir kanıt sunduğunu belirtiyor. Sağlık otoritelerine göre bu tür yanlış bilgiler, ebeveynlerin çocuklarının rutin aşılarını yaptırmaktan kaçınmasına neden oluyor. Bu durum, kızamık ve boğmaca gibi önlenebilir hastalıkların Avrupa ve diğer bölgelerde yeniden salgın yapmasına zemin hazırlıyor. 2010’dan bu yana aşılanma oranlarında düşüş yaşayan bazı Avrupa ülkeleri şunlardır:
- Avusturya
- Belçika
- Kıbrıs
- Finlandiya
- Fransa
- Almanya
- Yunanistan
- İtalya
- Lüksemburg
- Hollanda
- İspanya
- İsveç
- İngiltere
Otizm Efsanesi Neden Hâlâ Canlı?
Bu asılsız iddianın kökeninde İngiliz doktor Andrew Wakefield‘ın 1998’de The Lancet dergisinde yayımladığı makale yatıyor. Makalede, kızamık-kabakulak-kızamıkçık (MMR) aşısının otizme yol açabileceği öne sürülüyordu. Ancak daha sonra bu çalışmanın hem metodolojik olarak kusurlu olduğu hem de sahte verilere dayandığı ortaya çıktı. Makale geri çekildi ve aşı üreticilerine karşı açılan davalardan finansal çıkar sağladığı anlaşılan Wakefield’ın tıp lisansı iptal edildi.
Tesadüf ve Bilinmezlik
Peki, bilimsel olarak defalarca çürütülmesine rağmen bu efsane neden devam ediyor? Bunun birkaç nedeni var. Birincisi, otizm belirtilerinin genellikle çocukların MMR aşısı olduğu dönemde fark edilir hale gelmesidir. Bu durum, ebeveynlerde bir neden-sonuç ilişkisi algısı yaratmış, ancak sonraki çalışmalar bunun yalnızca bir rastlantı olduğunu göstermiştir. İkincisi, otizmin kesin nedenlerinin hâlâ tam olarak anlaşılamamış olması ve 2000’lerden bu yana artan tanı oranları, bu tür komplo teorilerine zemin hazırlamaktadır. Bilim insanları, tanıdaki artışın büyük ölçüde artan farkındalık ve genişleyen tanı kriterlerinden kaynaklandığını düşünmektedir. Ayrıca, doğum öncesi hava kirliliği veya tarım ilaçları gibi çevresel faktörler de araştırılmaktadır.
Bilim ve Siyaset Arasındaki Çizgi
Aşılarla ilgili tartışmalar, siyasi bir boyut da kazanmış durumda. Örneğin, ABD Sağlık Bakanı Robert F. Kennedy Jr‘ın otizmin nedenlerini bulma vaadi, bilim dünyasında eleştirilere yol açtı. SSI’dan bir diğer araştırmacı olan Anders Hviid, bu duruma karşı bilimin önemini vurguluyor:
“Gerçek bilim ile siyasi motivasyonlarla yürütülen kampanyaları net bir şekilde ayırmamız hayati önem taşıyor – aksi takdirde bedelini Danimarkalı çocuklar ödeyebilir.”