Ağaçlandırma Hakkında Doğru Bilinen Yanlışlar
Orman yangınlarının ardından sosyal medyada sıkça karşılaşılan “Yine çam mı dikilecek?” ve “Neden meyve ağacı ekilmiyor?” gibi yorumlar, Orman Genel Müdürlüğü (OGM) tarafından bilimsel verilerle yanıtlandı. Kurum, kamuoyunda en çok merak edilen sorulara açıklık getirerek ağaçlandırma çalışmalarının ardındaki gerçekleri paylaştı.
Sıkça Sorulan Sorular ve Bilimsel Yanıtları
Türkiye Ormanlarında Sadece Çam Ağacı mı Var?
Bu yaygın kanının aksine, Türkiye ormanları biyolojik çeşitlilik açısından oldukça zengindir. Meşe, sedir, ladin, kestane, kızılağaç ve gürgen gibi onlarca farklı tür, ormanlarımızda doğal olarak yayılım göstermektedir. Yeni ağaçlandırma projeleri, bu doğal yapı göz önünde bulundurularak hayata geçirilir.
Türkiye’deki orman varlığının dağılımı şu şekildedir:
- %30 Meşe
- %23 Kızılçam
- %17 Karaçam
- %7 Sarıçam
- %23 Diğer çeşitli ağaç türleri
Orman Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen YARDOP (Yangına Dirençli Ormanlar Tesisi Projesi) kapsamında, her bölgenin iklimi, toprak yapısı, rakımı ve bitki biyolojisi gibi faktörlere göre yangına daha dayanıklı ormanlar oluşturulmaktadır. Dolayısıyla, “her yere her ağaç dikilebilir” düşüncesi bilimsel olarak geçersizdir.
Neden Çam Ağaçları Daha Yaygın?
Çam türlerinin ülkemizde daha sık görülmesinin sebebi, bu ağaçların Türkiye’nin doğal bitki örtüsünün önemli bir parçası olmasıdır. Çamlar, az su ihtiyacı duyan ve yangın sonrası kendini yenileme kabiliyetine sahip dayanıklı türlerdir. Özellikle kızılçam, yangından sonra kozalaklarını açarak tohumlarını toprağa bırakır ve ilk yağmurlarla birlikte yeniden filizlenir. Bu özelliğiyle kızılçam, Akdeniz ikliminin bir mucizesi olarak kabul edilir.
Çam Ağaçları Marshall Yardımıyla mı Geldi?
Sosyal medyada dolaşan bu iddia tamamen asılsızdır. Anadolu’da bulunan 20 milyon yıllık çam fosilleri, çam türlerinin bu topraklarda milyonlarca yıldır var olduğunu kanıtlamaktadır. Hatta bilimsel adı Pinus Brutia olan kızılçam, dünya literatüründe “Turkish Red Pine” (Türk Kızılçamı) olarak bilinir.
Yanan Alanlara Neden Zeytin veya Badem Dikilmiyor?
Ormanlarımızda meyveli türler doğal olarak bulunsa da, bu türlerle geniş ölçekli ormanlar kurmak ekolojik olarak doğru değildir. Zeytin ve badem gibi ağaçlar, orman ağacı değil, daha çok tarımsal faaliyetlere uygun bitkilerdir. Ormanlaştırmaya uygun olmamalarının temel nedenleri şunlardır:
- Sürekli sulama ve gübreleme gerektirirler.
- Yangına karşı oldukça hassastırlar.
- Sık dikilemedikleri için erozyonu önlemede yetersiz kalırlar.
- Oksijen üretimi ve karbon tutma gibi ekosistem hizmetleri bakımından diğer orman ağaçlarına göre daha düşük performans gösterirler.
Bununla birlikte, orman köylüsünü ve çiftçileri desteklemek amacıyla zeytin, badem ve ceviz gibi türlerin tarımsal üretimini artırmak için çeşitli destek ve teşvikler sağlanmaktadır.
Doğayla inatlaşılmaz, doğayla uyum içinde çalışılır.
Orman Genel Müdürlüğü, her ağacın kendi coğrafyasıyla bir denge içinde olduğunu vurgulayarak, tüm ağaçlandırma çalışmalarının bilimsel veriler ışığında ve yerel ekosisteme uyumlu türlerle yapıldığının altını çizmektedir.