Fatih Altaylı Soruşturmasında İddianame Hazırlandı: En Az 5 Yıl Hapis Talebi
Gazeteci Fatih Altaylı hakkında, 20 Haziran’da kendi YouTube kanalında yaptığı bir yayında Cumhurbaşkanı Erdoğan‘ı tehdit ettiği iddiasıyla başlatılan soruşturmada yeni bir aşamaya geçildi. Re’sen başlatılan soruşturma kapsamında 21 Haziran’da gözaltına alınan ve sonrasında tutuklanan Altaylı için iddianame tamamlandı.
Savcılık, 5 Yıldan Başlayan Hapis Cezası İstedi
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma neticesinde hazırlanan iddianamede, Fatih Altaylı’nın “Cumhurbaşkanını Tehdit” suçundan yargılanması talep edildi. Savcılık, Altaylı için 5 yıldan az olmamak şartıyla hapis cezası istedi. İddianamede, soruşturmaya konu olan programdaki konuşmaların dökümüne de yer verildi.
Altaylı’nın Savunması: “Tehdit Maksadım Yoktu”
İddianamede, Fatih Altaylı’nın savcılıkta verdiği ifadeye de yer verildi. Altaylı, ifadesinde Cumhurbaşkanına karşı herhangi bir tehdit veya hakaret amacı taşımadığını belirtti. Cumhurbaşkanına yönelik tehdit algısı yaratacak bir beyanı olmadığını savunan Altaylı, “Sadece bilgi vermeye yönelik beyanlarım bu şekilde yansıtıldı. Bu algı bozulmasından sorumlu değilim” diyerek imada bulunmadığını söyledi.
İddianamedeki Hukuki Gerekçeler
Başsavcılık, hazırladığı iddianamede eylemin “Cumhurbaşkanına yönelik tehdit” suçu kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. Kanunda Cumhurbaşkanına suikast düzenlemenin, kasten öldürme suçundan ayrı, özel bir suç olarak tanımlandığına dikkat çekildi. Metinde, devlet başkanlığı gibi en yüksek makamı temsil eden kişinin “öldürülmesi” yerine, yerleşik bir terim olan “suikast” kelimesinin kullanılmasının tercih edildiği ifade edildi. Ayrıca, Cumhurbaşkanının şahsına yönelik hakaret dışındaki tüm hareketlerin fiili saldırı olarak kabul edildiği ve bu kapsamda cezalandırıldığı vurgulandı.
“İletme Kastı ile Hareket Etti” Değerlendirmesi
İddianamede, videonun basın ve yayın yoluyla herkese açık şekilde yayınlandığı ve kısa sürede geniş kitlelere ulaştığı belirtildi. Bu durumun, soruşturma konusu eylemin “iletme kastı” ile gerçekleştirildiğinin tereddüte mahal bırakmayacak şekilde açık olduğunu gösterdiği ifade edildi.
