Sibernetiğin Atası El Cezeri’nin Akıl Almaz İcatları ve Mirası

Sibernetiğin Atası: El Cezeri Kimdir?

Günümüzden yüzyıllar önce, Diyarbakır-Cizre bölgesinde yaşamış bir mühendislik dehası olan Bediüzzaman Ebû’l‑İz İsmail bin Rezzaz el Cezerî, otomasyon ve sibernetik alanlarının temellerini atmıştır. Henüz otuzlu yaşlarındayken 12. yüzyılın son çeyreğinde Artuklu sarayına başmühendis olarak atanan El Cezeri, geliştirdiği makinelerle kontrol mühendisliği derslerine dahi konu olacak kadar ileri bir mantık sergilemiştir. Saray kütüphanesinde İbn Sînâ’nın tıp, Öklid’in geometri ve Heron’un pneumatika çalışmalarından ilham alarak teorik bilgisini pratiğe dökmüştür. Yirmi beş yıllık hizmeti boyunca yalnızca eğlence amaçlı otomatlar değil, aynı zamanda sarnıç regülatörleri, altı pistonlu su pompaları ve hassas astronomik saatler tasarlamıştır.

El Cezeri, tüm bu çalışmalarını ve 50’den fazla makinenin detaylı şemasını, 1206 yılında tamamladığı “Kitâb fî Ma’rifeti’l‑Hiyel el‑Hendesiye” yani “Mekanik Harikalar Kitabı” adlı eserinde ölümsüzleştirmiştir. Bu değerli eserin 15’ten fazla kopyası günümüze ulaşmayı başarmıştır.

El Cezeri’nin İkonik İcatları ve Mühendislik Harikaları

El Cezeri’nin dehası, her biri kendi alanında devrim yaratan karmaşık mekanik sistemlerde kendini göstermektedir. Bu icatlar, sadece dönemin teknolojisini ileri taşımakla kalmamış, aynı zamanda modern mühendisliğin de temel taşlarını oluşturmuştur.

Fil Su Saati: Sanat ve Mekaniğin Buluşması

El Cezeri’nin en bilinen ve hayranlık uyandıran icadı şüphesiz fil su saati‘dir. Yaklaşık altı metre yüksekliğindeki bu ahşap figür, bir fil gövdesi, üzerinde Hint-Sasani tarzı bir kale ve içinde müzisyen figürlerinden oluşur. Sistemin kalbi, filin karnına gizlenmiş ve suyla dolan bakır bir haznedir. Su doldukça alçalan şamandıra, bir makara sistemini harekete geçirir. Her yarım saatte bir, karmaşık bir koreografi başlar: bir kuşun gagasından düşen top ses çıkarır, zurnacılar ve davulcu figürleri hareket eder. Bu büyüleyici gösteri, elektrik, barut ya da insan gücü olmadan, tamamen suyun potansiyel enerjisi, ağırlık merkezi değişimleri ve kusursuz dişli oranlarıyla çalışır. 13. yüzyıl kaynakları, Bağdat Rasathanesi’nin bu saati kullandığını belirtmektedir.

Zincirli Kepçe Tulumba: Tarımda Verimlilik Devrimi

El Cezeri’nin en pratik ve verimli buluşlarından biri de zincirli kepçe tulumba sistemidir. Günümüzün kova elevatörlerine benzeyen bu düzenek, suyla dolan kovaları bir dişli çark yardımıyla yukarı taşıyarak suyu kanallara boşaltır. Sistemin yenilikçi yanı, kovaların açılarının ayarlanabilir olması ve böylece pompalanan suyun debisinin kontrol edilebilmesidir. El Cezeri ayrıca, dönme momentini dengeleyen ve enerji tasarrufu sağlayan bir “sallama fren” mekanizması eklemiştir. Dakikada yüzlerce litre su taşıma kapasitesine sahip bu sistem, Fırat kıyısındaki tarlaların ve Diyarbakır’daki hamamların su ihtiyacını karşılamıştır.

Otomatik Hizmetkârlar ve Dozaj Pompaları

El Cezeri’nin dehası, gündelik ihtiyaçlara yönelik “otomatikleşmiş hizmetliler” ile farklı bir boyut kazanır. En popüler örneği olan robot hizmetkâr, kam mili ve şamandıra sistemiyle misafire su sunan ve ardından selam vererek geri çekilen bir otomattır. Bu sistem, günümüzdeki lineer aktüatör mantığının ilkel bir örneğidir. Ayrıca, farklı sıvıları sabit oranlarda karıştırabilen çift pistonlu bir karışım pompası da tasarlamıştır. Bu icat, modern dozaj pompalarının analog atası olarak kabul edilir.

Tek Bir İcattan Öte: Bütünleşik Hidromekanik Otomasyon Felsefesi

El Cezeri’yi özel kılan, tekil icatlardan ziyade geliştirdiği entegre hidromekanik otomasyon felsefesidir. Saraydaki tek bir su kaynağı, kurduğu sistemlerle aynı anda fıskiyeleri, tulumbayı, robotları ve fil saatini çalıştırabiliyordu. Her cihaz, ortak su hattından aldığı enerjiyi kendi mekanik zekâsıyla farklı bir göreve dönüştürüyordu. Bu yaklaşım, modern akıllı üretim tesislerindeki çoklu robot sistemlerinin çalışma prensibini andırmaktadır. El Cezeri’nin valf, şamandıra ve dişli üçlüsünü bir yazılım mantığıyla kullanması, onu Endüstri 4.0 fikrinin sekiz asır önceki öncüsü yapmaktadır.

El Cezeri’nin Zamana Meydan Okuyan Mirası

“El Cezeri neyi icat etti?” sorusunun yanıtı, tek bir makineden çok daha fazlasıdır. O, suyun enerjisini matematiksel bir programa dönüştürerek mekanik otomasyon çağının kapısını aralamıştır. Sekiz yüzyıl sonra bile mühendislerin, sanat tarihçilerinin ve robot tasarımcılarının ilham kaynağı olan çizimleri, analog sistemlerden dijital kontrole uzanan uzun bir gelişim zincirinin ilk halkasıdır. Saatlerden pompalara, otomatik hizmetkârlardan makine zekâsına uzanan geniş icat yelpazesi, Cizreli bu dâhinin “sibernetik” kavramının hakkını ne kadar verdiğini göstermektedir. Bugün kullandığımız en basit otomatik makinelerin arkasında bile, El Cezeri’nin kurduğu o muhteşem şamandıra-kam-dişli orkestrasının melodisi yatmaktadır.