Türkiye-İsrail Hattında ‘Soğuk Savaş’ Alarmı: Stratejik İttifak Çağrısı ve Bölgesel Dengeler

Türkiye’nin Yükselen Gücü İsrail’i Endişelendiriyor

Jonathan Adiri tarafından kaleme alınan bir analiz, Türkiye’nin artan bölgesel gücü karşısında İsrail’in stratejik olarak zor bir duruma düşebileceğine dikkat çekiyor. Analizde, Türkiye’nin bölgesel denklemdeki ağırlığının arttığı ve bunun İsrail için yeni zorluklar yarattığı vurgulanıyor.

‘Son Bariyer de Çöktü’: PKK Tehdidinin Bertaraf Edilmesi

Analizde, terör örgütü PKK‘nın Kandil’de silah bırakmasının bölge için bir dönüm noktası olduğu belirtiliyor. Adiri, bu gelişmeyle Türkiye’nin en kritik tehditlerinden birini ortadan kaldırdığını ve bölgesel nüfuzunu pekiştirdiğini ifade ediyor. 11 Temmuz‘da 30 PKK’lı teröristin Casena Mağarası önünde silahlarını yakması bu sürecin somut bir adımı olarak gösteriliyor.

“Son bariyer de artık çöktü. PKK silahlarını bıraktı. Geçen haftaki ateş bir jest değil, bir dönüm noktası. Karşı konulmadan ve eğilmeden, Türkiye galip çıktı.”

Yazıda, PKK’nın silah bırakması ve Suriye’deki dinamiklerin değişimiyle birlikte, “Türkiye bölgesel bir güç merkezi olarak ortaya çıkıyor: Stratejik cesaretine rağmen İsrail, kendisini dışlanmış buluyor ve diplomasiyle, ateş gücüyle değil, soğuk bir savaşın içine kayma riskiyle karşı karşıya” deniliyor.

Ankara’nın Artan Diplomatik ve Askeri Etkisi

Analize göre, Türkiye’nin savunma sanayisindeki başarıları, Libya‘dan Doğu Akdeniz‘e uzanan askeri varlığı ve NATO-Rusya arasındaki denge politikası, ülkeyi bölgesel bir güç merkezi haline getiriyor. Özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nin bölgesel meseleleri Ankara üzerinden yönetmeye başlaması, Türkiye’nin diplomatik ağırlığını ortaya koyan önemli bir gelişme olarak sunuluyor.

Şam vurulurken, Süveyda'ya İsrail bayrağı çekildi!

“O Dosyalar Artık Türkiye Elçisinde”

Yazıda, Ortadoğu’daki diplomatik dengelerin Türkiye lehine değiştiği vurgulanıyor. ABD’nin Ankara Büyükelçisi’nin, bir zamanlar Washington veya Kahire’de olan dosyaları devraldığı belirtiliyor.

“Yeni düzenin çarkları çoktan hareket ediyor. Ankara, bölgenin güvenlik aranjmanını evrimleştirme konusunda gölge bir mimar haline geldi. Suriye’yle temaslar, Lübnan’daki gelişmeler ve hatta Hamas’la ilgili arabuluculuk girişimleri artık Türk kanallarından geçiyor. Ortadoğu’nun diplomasi dili giderek Ankara ağzıyla şekilleniyor.”

Galatasaray'dan Napoli'ye Osimhen için akreditif mektubu! Dursun Özbek'ten 'Bitirin' talimatı

İki Ülke Arasında Derinleşen Kriz ve Sert Söylemler

Analizde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın İsrail’i ‘Nazi Almanyası’na benzeten ifadelerine ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan‘ın “Filistin sorunu değil, İsrail sorunu var” şeklindeki sözlerine dikkat çekilerek, bu durumun krizi derinleştirdiği ifade ediliyor. Adiri, Türkiye’nin Gazze’deki proaktif tutumunun ve İsrail’in Arap ülkeleriyle normalleşme adımlarını engelleme çabalarının altını çiziyor.

İsrail’e Stratejik İttifak Çağrısı

Analizde, İsrail’in bu yeni duruma karşı izlemesi gereken yol haritası da çiziliyor. Çözümün çatışmadan değil, stratejik caydırıcılıktan geçtiği belirtiliyor.

“İlerlemenin yolu boyun eğmek değil, caydırıcılıktır. Bu da kaba çatışmayla değil, dikkatle ayarlanmış sürtüşme ve stratejik netlikle inşa edilmelidir.”

Bu kapsamda İsrail’e şu ülkelerle ittifaklarını güçlendirmesi tavsiye ediliyor:

  • Yunanistan
  • Kıbrıs
  • Mısır
  • Suudi Arabistan

Ayrıca, ABD ile savunma iş birliğinin genişletilmesi ve Ankara’ya Filistin meselesinde resmi bir rol verilmemesi gerektiği vurgulanıyor.

Sonuç: “Diplomatik Soğuk Savaş Fiilen Başladı”

Adiri’ye göre, Türkiye ve İsrail arasındaki gerilim artık askeri bir boyuttan çıkıp diplomatik ve stratejik bir mücadeleye evrilmiş durumda. Analiz, bu tespitin bir varsayım olmaktan çıktığını belirterek şu çarpıcı ifadelerle sona eriyor:

“Artık bu bir varsayım değil. Soğuk savaş fiilen başladı. Görünürde sessiz ama etkileri açıkça hissediliyor.”

Uzatma kablosunun yanına yaklaştırmayın! Evi küle çeviren hata, aşırı yükleme yapıyor