Avrupa Futbolunda Büyüyen Tehlike: Çoklu Kulüp Sahipliği
Avrupa futbolu, rekabetin adil ruhunu ve oyunun bütünlüğünü tehdit eden ciddi bir sorunla yüzleşiyor: Çoklu Kulüp Sahipliği (ÇKS). Son yıllarda merkez liglerdeki kulüpler tarafından geliştirilen bu sistem, haksız rekabeti adeta bir standart haline getirmiş durumda. Bu karmaşık konuyu anlamak için öncelikle UEFA’nın ilgili talimatlarına göz atmak gerekiyor.
UEFA Yönetmeliği Ne Diyor?
UEFA Şampiyonlar Ligi yönetmeliğinin 5. Maddesi, müsabakanın bütünlüğü ve çok kulüplü mülkiyet konusunu net bir şekilde ele alır. 2025 talimatına göre:
“Hiçbir kimse, UEFA kulüp müsabakalarına katılan birden fazla kulübün yönetimi, idaresi ve/veya sportif performansında, doğrudan veya dolaylı olarak, herhangi bir sıfatla aynı anda yer alamaz. Hiçbir gerçek veya tüzel kişi, UEFA kulüp müsabakalarına katılan birden fazla kulüp üzerinde kontrol veya etkiye sahip olamaz.”
Ancak UEFA’nın bu net yasağına rağmen, uygulamanın devam etmesi kurumun bu konudaki samimiyetini sorgulatıyor.
Uygulamadaki Çelişkiler ve Örnekler
UEFA’nın kurallarını uygulama biçimindeki tutarsızlıklar dikkat çekiyor. Bazı kulüpler cezalandırılırken, bazılarına göz yumuluyor:
- Crystal Palace: Sahibi John Textor’un Londra kulübünden ayrılmaması nedeniyle UEFA Konferans Ligi’ne düşürüldü.
- Drogheda United ve Dunajka Streda: İrlanda ve Slovakya’dan bu iki kulüp, ÇKS kurallarını ihlal ettikleri için UEFA organizasyonlarından ihraç edildi.
- Nottingham Forest: Gemicilik devi Evangelos Marinakis‘e ait olan kulüp, Premier Lig’de ilk 5’te yer alsaydı, aynı ismin kontrolündeki Yunan şampiyonu Olympiakos ile birlikte Şampiyonlar Ligi’ne kabul edilecekti.
- Manchester United: Kötü bir sezon geçirmeseydi, sahibi Jim Ratcliffe‘in aynı zamanda karar verici olduğu Lausanne Sport ile aynı UEFA organizasyonunda yer almasına izin verilecekti.
Sistemin Arkasındaki Mekanizma: Kör Güven Vakfı
Peki, bu kurallar nasıl esnetiliyor? Cevap, Kör Güven Vakfı (Tröstü) olarak bilinen yapıda gizli. Bu sistem, yararlanıcıların yani asıl sahiplerin, vakfın varlıkları hakkında bilgi sahibi olmadığı ve kullanımlarına müdahale edemediği bir yapı sunar. Pratikte, bir varlık sahibi, kulüplerinin yönetimini sözde bağımsız görünen üçüncü bir tarafa (vakfa) devrederek UEFA’nın ÇKS kurallarını teknik olarak aşmış olur. Bu durum, futbolun bütünlüğünü tehdit eden karmaşık bir ağ oluşturmaktadır.